n
Nimet
Bir de davranışların şükrü vardır. Bu da Allah'ın verdiği nimetleri, bu nimetleri veriş amacına uygun bir şekilde kullanmaktır. Yani Allah'ın verdiği göz nimetini harama bakmak için değil hakkı görmek için, dil nimetini yalan, iftira, gıybet ve sövmek için değil hakkı söylemek için, aklı türlü hileler ve zararlı planlar için değil hakkı ve hayırlı olanı tefekkür etmek için, kalbi sinsi bir takım duyguların oluşturulması için değil insanı aziz kılan yüce bir takım hissiyatın inşası için kullanmak şükrün davranış dünyasında ete kemiğe bürünmesidir.
Sayfa 111Kitabı okuyor
~~~
“Ey iman edenler! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın.”
~~~
Sayfa 124 - Maide,11.Kitabı okudu
Allah neməti çevirmir, biz öz rəftarımızla, geri çəkilməyimizlə, pis idarəçiliyimizlə neməti qaytarırıq.
Sayfa 122Kitabı okudu
Resûlüllah (sav) bana şunları yapmamı tavsiye etmiştir:
Kendimden daha zenginlere değil daha fakirlere bakmamı,
Yoksulları sevmemi ve onlara yakın davranmamı,
Küskün olsam bile sıla-i rahmi yerine getirmemi,
Allah yolunda kınayanın kınamasından korkmamamı,
Acı da olsa hakkı söylememi ve لا حول ولا قوة إلا بالله -La havle vela kuvvet illâ billâh-sözünü çokça söylememi... Çünkü bu söz cennet hazinelerinden bir hazinedir."
Ahmed b. Hanbel, Müsned
Taberani, Mu’cemu’l-Kebir
Sayfa 147 - Ravza yayınlarıKitabı okuyor
Hamd!..
~•~
“Ben kitaplar arasında büyüdüm. İlimle, ibadetle yoğruldum.”
~•~
❛❛ Sevgi de bir nimettir...
"...Allah Onun sevgisiyle beni rızıklandırdı."
Kıymetli nimet, dünyada insandan gece gündüz ayrılmayıp ahirette de devam eden nimettir. Bu nimet, ebedi saadetin tohumu olan iman nimetidir. Allah Teâlâ bu nimeti sizlere bahşetmiştir. Temiz olan kalbinize
iman tohumunu ekmiş, o tohumu geliştirip büyütmeniz için size imkân vermiştir. O tohumu, kökleri yerin en derinliklerine, dalları ise gökyüzünün en yüksek tabakalarına ulaşacak bir ağaç olana kadar itaat suyu ile sulamanızı size emretmiştir. Yüce Allah'ın şu âyeti, bu anlattıklarımıza bir şahittir:
"Görmedin mi Allah nasıl bir temsil yaptı? Temiz kelimeyi/tevhidi, hoş bir ağaca benzetti. O ağacın, kökü yerde sabit, dalı budağı gökyüzündedir" (İbrahim 14/24).
Burada şu inceliği vurgulamak gerekiyor: Karşılık beklemeden, amellerini salt Allah'ın rızası için eda ederek Allah'ın rızasına nail olanlar, Allah'ın vadettiklerini umarak amel işleyenlerin umdukları bütün nimetlere ulaşırlar, belki biraz da fazlasıyla.
Sayfa 77Kitabı okudu
Süfyân-I Sevrî : “ Belayı nimet, bolluğu musibet saymayan kimse fakih değildir.”
Fakih : bir konuda derin bilgi sahibi olmak.
Sayfa 153 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
