Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Orhan Veli, şiirlerinde ve düzyazılarında vermeye çalıştığı izlenmin tam tersne, tanıdığım insanların en düzenlisi, akıllısı ve kibarıydı. Necati, gözlerini yumarak okurdu. İçimizde en gencimiz oydu. Cahit ona «macuncu!» demekten hoşlanırdı. Ben bir «marifet» işlemiş gibi sırıtarak okuduğumdan, arkadaşlar, «Külebi, ölümden söz ederken bile gülüyor» derlerdi. Ya Cahit nasıl okurdu : Dili o denli seven, kimi sözcükleri dua gibi yineleyen Cahit, bugün anımsadığıma göre, okurken abartmazdı. Ama, ibadet eder gibi belli belirsiz bir duygulanma ile ve her zaman üstüne basa basa okurdu. Ne duygusaldı, ne gülünç.
Necati: Necati Cumalı, Cahit: Cahit Sıtkı TarancıKitabı okudu
Cahit Sıtkı Tarancı:
Hiç kimseyle dargın olduğunu hatta olabileceğini sanmıyorum. Her zaman parasızdı, ama kendi çevresinde onurlu ve iyi yaşardı. Şiirlerinde kötümser, yaşamında iyimserdi. Bekârlığın yoksunluğunda temiz giyinir, eli yüzü temiz gezerdi.
Reklam
Cahit Sıtkı Tarancı:
İkinci çocuğum olacakken, «Adaş» dedi, «Kız olursa adını ben koyayım, ister misin?». Çok sevindim. Heyecanla bekledik. Oğlan oldu. Telefon edince inanmadı. «Ne koyacaktın?» dedim. Bütün zorlamalarıma karşın söylemedi. «Kendi kızım için saklıyorum,» dedi. Bilindiği gibi evlendi ama, çocuğunu göremedi. Cahit'in evlenme öyküsü hazindi. Bir bayana vurgun. Evlenmek istiyor. Ne var ki, kızın babası da vezinsiz şiirler yazan, bu nedenle de «solcu»(!) olması gereken birine kız vermek istemiyor. Ataç'ın yardımıyle o sıradaki Cumhur-başkanlığı Genel Sekreteri, Emniyet Genel Müdürü Halûk Nihat Pepeyi'den Cahit'in «solcu» olmadığını açıklamasını rica ediyor. Kızın babasına haber veriliyor. Adam gelmiyor. Emniyet Genel Müdürü ise, «Ben adamın ayağına nasıl giderim» diye gitmemekte direniyor. Sonunda işi hallettiler. Cahit evlendi. İçkiye tövbe etti.
Cahit'le ilk karşılaşmamızda «Otuz Beş Yaş» şiirini CHP şiir yarışması için yazıyordu. ... Cahit ise, her dizesini ayrı ayrı bildiğimiz şiirini tamamlayarak yarışmaya girdi ve birincilik ödülünü aldı. Bugün düşünüyorum da, 59 yaşımda olduğuma bakıyor ve 35 yaşındaki Cahit'ten bir bakıma utanıyorum. Ne kadar genç ölmüş, oysa ki, o şiirde hep yaşlılıktan söz etmiş ve öbür şiirlerinde sürekli olarak yineleyişinin tersine yetmiş yıl yaşayacağını ummuştu.
Aşık Veysel
Veysel'in, şiir yarışmalarına katılmayışı, bir kez bile atışmalarda (karşılıklı şiiri tartışamalar) yer almaması, üstün kişiliğinin bir başka belirtisidir.
:D
Köylülüğüm köyde yaşamış olmamdan ileri gelmiyor. Ben Anadolu'yu, Anadolu insanını yansıtmaya çalışan bir şiir yöntemi güttüm. Buna özendim.
Reklam
:D
Konuşurken hiçbir şey söylemiyormuş gibi sudan konuşuyormuş gibi bir havam vardır.
Füruzan bile şiir yazdı. Bütün tohuma kaçmış öykücüler şiir yazıyor. Hem de saatini dakikasını belirterek. Sinema eleştirmenleri şiir yazıyor. Bakıyorsunuz bizim Oktay bile şiir yazdı, yayınladı. Oktay Akbal.
Ahmet Erhan, bence Türkiye için şaşırtıcı bir olgudur.
Siz de benimsersiniz, şiir bir buluştur. O buluşu, onun içeriğini, biçim ve yapı özelliklerini birkaç kezden daha çok kullanırsa, ozan, ishal olmuş kimi sanatçılarımıza döner. Bir evrede mutlaka işin kesilmesi ve yeni buluşların ardına düşülmesi gerekir.
Reklam
Yok artık :D
Şair olsun, olmasın herkes çeşitli sebeplerle şiir yazmaya özeniyor. Bendeki başlangıç da galiba öyle oldu. Ancak kaç yaşlarında bu işe özendim, biliyor musunuz? Üç dört yaşında ya vardım, ya yoktum. O yaşlarımda şiir yazma duygusunu içimde duydum ama yazmadım.
Benim en sevdiğim, Son Şiirleri kitabı
Benim için 1940'daki Nazım'dan çok, sonraki yıllardaki Nazım daha ilginçti. Çünkü o da şiirini geliştirdi.
727 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.