Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

s

Sanat Tarihi

151 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Genel hatlarıyla üslubu, sanatçılar hakkında verilen ilginç anekdotları ve konu gidişatını beğendiğimi belirtebilirim. Sanat tarihine ilgi duyanlar için okunması gereken bir eser.
Büyük Ressamlar Hayatları ve Eserleri
Büyük Ressamlar Hayatları ve EserleriSadun Altuna · Hayat Kitapları · 197016 okunma
Barok binaları girintili çıkıntılı köşeler, yarıklarla doludur. Barok döneminin politik hayatı da aynı şekilde hile, suikast ve entrikalarla doluydu.
Sayfa 259
Reklam
Müzik, özel konser salonlarının yerine çoğu zaman dinsel tapınmaların, siyasal törenlerin ya da toplumsal eğlencelerin eşliğinde çalınırdı. Çoğu zanaatçı/sanatçı sipariş üzerine çalışırdı; siparişi veren müşteriler genellikle istedikleri ürünün içeriğini, biçimini ve ürünü hangi mekan ve amaç için düşündüklerini de belirtirlerdi. Hatta Leonardo da Vinci'nin Kayalıktaki Meryem için imzalanan sözleşmede ürünün içeriği, Meryem'in cüppesinin rengi ve teslim tarihi açıkça belirtiliyor, onarım garantisi de veriliyordu... Bundan başka ister fresk çiziminde (Raphael), ister çok yazarlı tiyatro ürünlerinde (Shakespeare), isterse de besteciler arasındaki serbestçe melodi ve armoni alışverişlerinde (Bach) olsun sanat üretimi genellikle işbirliği içinde gerçekleşiyor, tek bir sanat eseri birçok akıl ve elin bir araya gelmesiyle üretiliyordu.
Sayfa 25 - ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Üst derideki kırışıklık ve siğiller zamanın eseridir; darbeler, hırpalamalar, ezik ve bereler, çatlak ve kırıklar, Luther’den Mirabeau’ya kadar devrimlerin eseridir. Sakatlamalar, budamalar, uzuvların kesilmesi, restorasyonlar, Vitruvius ve Vignola okulundan profesörlerin Yunan, Latin ve barbar işçiliğidir. Vandalların üretmiş olduğu bu muhteşem sanatı, akademiler öldürmüştür. Tahribatını en azından tarafsızca ve ihtişamla yapan yüzyıllar ve devrimlere, diplomalı ve yeminli mektepli mimarlar sürüsü de katılmış, seçmeli bir şekilde ve hep zevksiz olanı seçerek eserleri örselemiş, Parthenon’u yüceltmek adına gotik tentenelerin yerine XV. Louis devrinin hindibalarını koymuştur. Bu, ölüm döşeğindeki aslana eşeğin attığı çiftedir. Tepesinin kurumakta olması yetmiyormuş gibi üstüne üstlük bir de tırtıllar tarafından kemirilen, ısırılan, delik deşik edilen yaşlı meşedir.
Sayfa 152 - Notre Dame de ParisKitabı okudu
224 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitabın yazarının Twitterda bir Sanat Tarihi hesabı var ve oradan görmüş, merak etmiştim. Beklentimi çok yüksek tutarak aldığım kitap açıkçası beni yanıltmadı. Sanat tarihi merakı olan ve bu konuyla ilgili bir kitap okumak isteyenlere ilk kez sanat tarihi kitabı okumaya bu kitapla başlamış biri olarak önerebilirim.
Uygarlığın Ayak İzleri 1: Rönesans'tan Barok Dönem'e Sanat Dehaları
Uygarlığın Ayak İzleri 1: Rönesans'tan Barok Dönem'e Sanat DehalarıCelil Sadık · Epsilon Yayınları · 2019881 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
sanat tarihine ilgi duyan fakat nereden başlaması gerektiğini bilmeyenler için başlangıç mahiyetinde bir kitap olup oldukça açık ve anlaşılır bir dile sahip uygarlığın ayak izleri.. ismiyle müsemma bu kitap uygarlıkların peşinden uygarlık elçileri ressamların, heykeltraşların hayatlarına ve eserlerine dair ilginç detaylar ile sizi adeta sürüklüyor. bastığı her ayak izinde okur; farklı bir hikaye, farklı bir bakış açısı ile tanışıyor. görsel ögeleri ile de oldukça göz doyuran bu kitap sayesinde okuyucunun bundan sonra sanat eserlerine yaklaşımının değişeceği ve içlerinde yatan hikayeyi daha iyi kavrayabileceği kanaatindeyim. ayrıca içinde barındırdığı psikolojik, mitolojik, tarihsel birtakım ögeler ile de bu alanlara karşı bir ilginiz yoksa bile merakınız oluşabilir. en azından kitabın bana tesirinin bu yönde olduğunu söyleyebilirim. şimdiden keyifli okumalar diliyorum. sanat aşkınız hiç bitmesin. :)
Uygarlığın Ayak İzleri 1: Rönesans'tan Barok Dönem'e Sanat Dehaları
Uygarlığın Ayak İzleri 1: Rönesans'tan Barok Dönem'e Sanat DehalarıCelil Sadık · Epsilon Yayınları · 2019881 okunma
Reklam
“Evet, o bir dehaydı: dizginlenemez bir hayal gücüne, tutkulu bir merak duygusuna ve birçok farklı disipline sınırları aşan bir yaratıcılığa sahipti. Ancak bu sözcüğü ihtiyatla kullanmalıyız. “Dâhi” etiketini yapıştırmak Leonardo’yu, dehası sanki tanrısal bir dokunuşun eseriymişçesine küçültür. İlk biyografisti, on altıncı yüzyılda yaşamış bir sanatçı olan Giorgio Vasari, bu yanlışa düşmüştü: “Bazen, mucizevi bir biçimde, tek bir kişiye o kadar muazzam bir güzellik, zarafet ve yetenek bahşedilir ki kişinin her hareketi bir harikuladelik taşır; yaptığı her şeyi beşeri maharetten ziyade Tanrı’nın lütfuyla yaptığı apaçıktır.” Aksine Leonardo, azmi ve iradesiyle, tırnaklarıyla kazıyarak elde ettiği insani bir dehaya sahipti. Newton ve Einstein gibi, Leonardo’nun dehası da ilahi kaynaklı değil, biz ölümlülerin hayal edemeyeceği bir “işlem gücüne” sahip bir zihnim eseriydi. Leonardo neredeyse hiç resmi eğitim almamıştı; çok az Latince okuyup yazabiliyor, uzun bölme işlemlerini zar zor yapabiliyordu. Onun dehası kavrayabileceğimiz, hatta dersler çıkarabileceğimiz bir dehaydı.”
“Hayal gücünden yoksun maharet, kısırdır. Leonardo gözlem ile hayal gücünü ustaca birleştirmeyi bildi ve bu da onu gelmiş geçmiş en büyük yenilikçi-yaratıcı yaptı.”
Notlarından,
“Cumartesileri çıplak erkekleri görebileceğin hamama git.”
320 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.