Allen Ginsberg : “Kehanet dediğimiz şey, bombanın 1942’de düşeceğini bilmek değildir. Yüzyıl sonra da bilinecek ve hissedilecek bir şeyi bilmek ve hissetmektir. Bunu yüzyıl sonra da anlaşılacak şekilde bir imâyla yazıya dökmektir.”
"Çocuklar, kendi yetersizliklerini çevrelerindeki yetişkin dünyasıyla karşılaştırarak üstünlük arayışına girerler ve bunun kendisini dışarı vurma biçimi genellikle yaramazlık, saldırganlık ve düpedüz şımarıklık olur."
Jerzy Kosinskiboxd.it/h8u2 , Václav Marhoul
“Anavatanımdaki yöneticiler için kitap, aynı yakalanıp boyanan kuşa olduğu gibi sürüden çıkartılıp atılan bir unsur oldu. Kuşu yakaladım, tüylerini boyadım ve serbest bıraktım ama yapabildiğim sadece orada durup kuşun felaketini seyretmek oldu. Eğer olabilecekleri daha önceden görseydim, Boyalı Kuş'u asla yazmazdım. Ama kitap da aynı kahramanı küçük çocuk gibi saldırılara göğüs gerdi. Hayatta kalma güdüsü zincirleri koparıp geçti. İnsanların hayal güçleri de çocuğunkinden daha fazla tutsak kalabilir mi?”
JERZY KOSINSKI, NEW YORK, 1976
Unutamadığım romanlardan biri. Katmanlı, postmodern tekniklere sahip bir roman. Aynı zamanda dil oyunları bazen anlam kayması yaratırken bazen de yeraltı edebiyatina özgü dehşetül vahşet olayları ön plana çikariyor, küfürkâfirşive, köyün insanları, olaylar kaybolanlar, dönenler derken, buyrun filmi:
youtu.be/io5n-VLCIdw
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
angelopoulos’un sinema anlayışına aşığım. tarkovsky'in sinema anlayışına aşığım. fellini'ye, alfred hitchcock'a, antonini'ye, victor de sica'ya, rossellini'ye, passolin'i, bahman ghobadi, abbas kiyarüstemi. michale haneke. ve david lynch. sonra, memduh ün, ferzan, ömer lütfü, metin erksan, ömer kavur ve handan ipekçi ve en nihayetinde nuri b ceylan ve zeki ve yılmaz ve reha :)
filmlerdeki mektup okuma sahnelerine bayılıyorum. büyük adam küçük aşk filminde müzeyyen'in rıfat bey'e mektubu o kadar güzeldi ki:
"acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız..."
"Amatör" sözü etimolojik açıdan aşk anlamına gelen "amour sözcüğüyle bağlantılıdır ve Tarantino tapınağna sunulan işlerin kusurluluğunun kaynağında aşkın yattığı kesindir.