Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Tanrı'ya inandığını söyleyen çoğunluk Tanrı'nın varlığını çantada keklik misali kabullenir. İnanmayanlar için de yokluğu çantada kekliktir. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Yani, ne varlığı ne de yokluğu umursanır. Bu umursamazlık hali dini ya da psikolojik sorunlar falan da yaratmaz. Anlatım yerindeyse, Tanrı'nın varlığı da kişinin kendisinin varlığı da gündemden kalkar. Tanrı uzak bir kainat A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanlığına indirgenir. Oradadır. Deyiş yerindeyse, büyük orkestrayı o yönetir, ama, müzisyenlerin o olmasa da müzik yapabileceklerini hep hissedersin."
hello my children :D
Eğer yaşamamıza izin verilecekse, hiçbirinizin aynada kendine bakmaya cesaret edememesi gerekir. İşte bu, insanlara yapılabilecek en zalim şeylerden biridir. İnsandan ne olsa isteyebilirsiniz. Ona servet sahibi olmasını, sevmesini, gaddarlaşmasını, cinayet işlemesini, kendini feda etmesini söyleyebilirsiniz. Ama özsaygıya sahip olmasını istemeyin ondan. Hemen sizden nefret etmeye başlar.
Reklam
ilişkiler vıcık arkadaşım, her balık oltalık!
“Müthiş bir kuvvet ve kudretle Tanrıyı keşfetmişti ve Onunla bir anlaşma yapmıştı; buna göre biri ötekinin bünyesinde kutsal olarak kalacaktı."
Mesela, erkek kardeşi öldürme hadisesinin başlatıcı­sı olan Kabil olayında; cinayeti işledikten sonra onun Yaratanla yaptığı görüşme, Yüce Makamlardakiler tarafından oldukça ayrın­tılı biliniyordu; zaten hadise her tarafa yayılmıştı. Tanrının, Hav­va’nın oğluna şöyle bir soru yöneltmesi, olayın pek de onurlandırı­cı yanı olmadığını gösteriyor: “Sen ne yaptın böyle? Erkek karde­şinin feryadı yeryüzünden çıkıp ta Bana kadar geldi; kendi elinle onun kanını döktüğünü ağzınla söyledin.” Kabil Ona şöyle cevap vermişti: “Ben erkek kardeşimi öldürdüm, bu yeterince üzücü bir şey. Benim davranışlarımı bir dereceden sonra böylesine değişti­ren, beni ne yaptığımı bilmez hâle getiren, beni böyle kıskanç ya­ratan kim? Sen, hiç kıskançlık duymayan bir Tanrı mısın; Sen beni Kendi suretinde yaratmadın mı? İnkârı mümkün olmayan bu olayı yapmama sebep olan kötü içgüdüyü benim içime yerleştiren kim? Sen tek başına bütün âlemi taşıdığını söylüyorsun, öyleyse bizim günahlarımızı niçin taşımak istemiyorsun?” -Hiç de fena değil. Ka­bil veya Kayin'in daha önceden Semael tarafından eğitilip eğitilmediği kesin olarak belli değil, bu öfkeli ve kurnaz kafalının böyle bir şeye ihtiyacı olmamış da olabilir. Tanrının buna verdiği cevap hayli güç olmalı; ki geriye sadece her şeyi parçalamak kalıyordu ya da öfkeyle karışık bir keyiflenme: “Uzaklaş!” demişti. “Kendi yo­luna git! Sebatsız ve fâni birisi ol; sana, Bana ait olduğunu ve hiç kimsenin seni elde etmeyeceğini belli edecek bir işaret vuracağım."
Anladınız mı bu sözlerimi, ey kardeşlerim? Dehşete kapıldınız: yüreğiniz mi sersemledi? Önünüzde bir uçurum mu açıldı? Cehennem köpeği mi uluyor size?
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.