Halk bir denizdir, derin yeri de vardır, sığ yeri de...
Kitabı beğenmemek ne mümkün. Kısacık sade ama anlatılanlar, yaşananlar o kadar yoğun ki 
Cengiz Aytmatov'a yeniden yeniden hayran oluyorsun. Verdiği mesajlar bir ok gibi kalbinize saklanıyor.
Toprak Ana
Eser temelde Çırağan Baskını'nı genelde ise Abdulhamit dönemini çok güzel bir kurgu ile aktarıyor. Yedi Sekiz Hasan Paşa'yı okurken Şehit Ömer Halisdemir'i anımsıyoruz. Yan öykülerde barbar Avrupa'nın ve zalim Çin'in işgalci - sömürgeci tutumunu, imandan vicdandan uzak insanın nasıl hayvandan aşağı düştüğünü, zulümde ne kadar ileriye gittiklerini, nasıl çirkinleşebildiklerini okuyor; mazlumların Abdulhamit'e adeta yardım çığlıklarıyla yazdıkları mektuplarda gözyaşlarımıza hakim olmakta zorlanıyoruz... Tüm bunlarla birlikte Mason Locaları hakkında tarihî doyurucu bilgiler ediniyor; yer yer birkaç sayfa uzunluğundaki dipnotlarda çok ilgi çekici ayrıntılara temas ediyoruz.
Oldukça da sürükleyici bir kitap bir - iki gün içerisinde hemencecik bitireceğiniz leziz bir okuma...
Ozan Bodur
hiçbir şeyi kesin olarak bilmiyoruz. üzerimizdeki yıldızlar suskun ve dilsizler. sadece tahminlerle sınırlandırıyoruz kendimizi, bu yüzden de, yanılgılara kapılıp gidiyoruz. bizi sevk eden tanrı gerçekten de korkunç bir şey!
Sayfa 438 - yty yurtKitabı okudu
evren senin içinde ve sen evrensin.
Sayfa 167 - yty yurtKitabı okudu
insanların mutluluk, aşk, sevinç olarak adlandırdıkları şeylerin hepsinin yanlış faraziyeler üzerine kurulu yanlış hesapların bir birikimi olduğunu keşfeden herkes, kalbinde sadece korkunç bir boşluk bulacaktır. bu sersemlikten kurtulmanın yegane yolu ise kendisinin ve başkalarının yaşantılarıyla kumar oynamaktır. bunu başarabilecek yeteneğe sahip olan kişiler istedikleri her şeyi yapabilirler.
Sayfa 165 - yty yurtKitabı okudu
şarap içen insanlar nasıl kendilerinden geçip sarhoş oluyorlarsa, senin mükemmelliğin de beni aynı şekilde kendimden geçiriyor.
Sayfa 104 - yty yurtKitabı okudu
Selamlar, Bir oturuşta bitirebileceğiniz eserler okumayı sever misiniz? Ben son dönemlerimde yoğun okumalarım arasına katmayı kendime görev bildim ve dün akşam çapraz bir okuma sürecine girdim.
Danişment Gazi’nin beyleri arasındaki en genç olanıydı Çaka Bey, henüz genç yaşına rağmen birçok seferde kendisini göstermiş cesareti ile herkesi kendine hayran bırakmıştı.
Selçuklu sultanı Sultan Alparslan desteğinin her daim üstünde hissediyor hayallerinin el verdiği sürece Türk-İslam davası uğruna can vermek, can almayı ideali sayıyordu.
Kısa sürede Danişment Gazi’nin de dikkatini çeker çünkü Çaka bey kılıç kullanmadaki mahareti kadar savaş tekniklerini de çok iyi kullanıyordu... Gelgelelim Kayseri ve Sivas dolaylarında beyliğini kuran Çaka Bey ve arkadaşları Danişment Gazinin de rızası ile İzmir’e doğru ilerlemeye başlar. Sıklıkla duyduğu İzmir onda bir hasretti her zaman... Oradan Anadolu'ya açılma fikri ve Türk sancağını her yerde dalgalandırma isteğiydi.
Kim bilir belki de müjdelenen asker kendileriydi?
Henüz akıncı beyi olarak cenk ettiği sırada Romalı askerler tarafından sayıca düşürülüp savaş esiri olan İstanbul’a Bizans sarayına girmesiyle esaret dönemi başlar...
Belki de bu esaret onun içinde bir fırsattır?
İnancı, dirayeti, mertliğiyle yıllarca aman vermeden en ön sırada nice savaşın içinde mücadele veren Çaka Bey’i Türk tarihinin ilk donanmasını ve daha fazlasını merak edenler için tavsiyem.. Tarihi karakterlere ilgi duyanlarsa hiç kaçırmasın..
Çiçeğim 
Semra önerisi
Sevgili 
Gökhan Çelik kaleminden...
Avrupa sahillerinde müthiş bir tayfun... Turgut Reis'in estirdiği zafer rüzgarları Papa' yı titretiyor...
Sayfa 110Kitabı okudu
Bu rüzgarlar estiği sürece, ben Dostoyevski'nin kişilerinden biri gibi oluyorum. Ya Sibirya yollarında bir sürgünüm, ya Moskova sokaklarında aç bir serserinin, ya sınır boyunda bir han odasında kaçmak çarelerini düşünen bir suçlunun kabı içine girerim. Derin bir azap yüreğimi tırmalar.
Sayfa 89Kitabı okudu
