Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
7-Insanlar ne kadar zeki, ne kadar anlayışlı olsalar da yine bir rehbere, bir öğretmene muhtaçtırlar. Meselâ: Gözlerde bir görme özelliği vardır. Fakat karşılanında bir güneş parlamadıkça bu gözler her tarafı göremezler, kendilerindeki görme özelliği görmek için kâfi değildir. İşte insan aklı da ne kadar aydınlık bulunursa bulunsun karşısında bir nübüvvet ve risalet güneşinin ilâhî işığı tecelli etmedikçe bir nice hakikatleri görmeğe muvaffak olamaz.
Sayfa 430 - Ali İmran suresi 164.
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
6- Insanlar tabiatları itibarıyla gevşeklikten, tembellikten, gafletten ve günahlara düşmekten uzak olamazlar. Bu gibi hususlarda aydınlatılmaya, teşvik edilmeye ve korkutulmaya muhtaçtırlar. Bu hususlar ise Peygamberler vasıtasıyla yerine getirilmiş insanlığa lâzım gelen bilgiler verilmiştir.
Sayfa 430 - Ali İmran suresi 164.
Reklam
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
4- Bir takım hareketlerin, muamelelerin haddizatında güzelliği, çirkinliği, månevi mükafatı kazandıracağı veya cezaya sebep olacağı akıl ile tayin edilemez, bu hususta muhtelif düşünceler meydana gelir, insanlar hayretler içinde kalırlar. İşte insanlan bu gibi ruhi, medeni, üzüntülerden kurtaracak onları anındıracak ve temizleyecek olan şey, ancak Yüce Peygamberlerin açıklamalarıdır.
Sayfa 430 - Ali İmran suresi 164.
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
3-İnsanlar cemiyet halinde yaşamaya mecburdurlar. Aralarında bir sosyal, medeni bağ vardır. Aralarındaki birliği, sevgiyi dayanışmayı güzelce sağlamak ve korumak için kutsi bir esasa dayanmalan, güzel bir hayat nizamına sahip olmaları lazımdır. Bu da ancak Yüce Peygamberlerin tebliğlerine uymakla mümkün olur.
Sayfa 429 - Ali İmran suresi 164.
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
2-Peygamberler sayesinde birçok kimseler, bir nice hakikatleri öğrenmişler, kendi kendilerine düşünemedikleri şeylerden bu sayede haberdar olarak uyanmışlar, ruhlarında bir fazilet ve üstünlük nurlan parlamış durmuştur.
Sayfa 429 - Ali İmran suresi 164.
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
1-Insanlar, bir Yüce Yaratıcının varlığına iyice düşünseler aklen kanaat getirebilirler. Fakat o Yüce Yaratıcıya ne şekilde kullukta bulunacaklanını kestirip tayin edemezler. Ne gibi dini vazifelerle yükümlü olduklarını da bilemezler, bu hususta muhtelif kanaatlerden bu yüzden aralarında birlik ve dayanışma meydana gelemez. Fakat Yüce bir Peygamber'e tabi olunca bu gibi hallerden, zararh ihtilaflardan kurtulmuş olurlar.
Sayfa 429 - Ali İmran suresi 164.
Reklam
Hz. Ömerin Tefsir İlmindeki Yeri
Hz. Ömer, Kureyş'in en güzel konuşanlarından, en büyük düşünürlerinden olduğu için fitri dil zevkiyle sözlerin inceliklerini çok iyi biliyordu. Bundan başka yıllarca Hz.Peygamber'in huzurunda bulunmuş, Kur'an âyetlerinin anlamlarından, nüzûl sebeplerinden haberdar olmuş, bunların tefsiri konusunda Hz.Peygamber'den çok şeyler öğrenmiştir. Bütün hayatını İslâmiyet'in yükselişine adamış olan Hz. Ömer, şüphe yok ki Kur'ân-ı Kerîm'in gerçeklerini bilme hususunda buyük bir uzmanlık sahibiydi. Dolayısıyla kendisi, müfessirlerin birinci tabakasını oluşturan zatların en seçkinlerindendir.
Sayfa 260 - Cilt 1Kitabı okudu
Tefsirlerin Prensipleri ve Kaynakları
Müfessirler, ileride söyleyeceğimiz üzere Kur'ân-ı Kerîm'in kelimelerini izah ve tahlil için öncelikle lugata, iştikak ilmine, sarf ve nahiv ilimlerine ve diğer edebî ilimlere müracaat ederler. Bunlar, tefsir ilminin esaslarıdır. Sonra Kur'ân-ı Azîm'in anlamlarını, gerçeklerini izah için de hadis, keläm, fikih gibi dini ilimlere başvururlar. Bunlardan başka pozitif, sosyal, siyasal, ahlâkî, hayati ilimleri de göz önünde bulundururlar. Bütün bu ilimler tefsirler için birer memba, birer bilgi kaynağı kabul edilmiştir.
Sayfa 146 - Cilt 1Kitabı okudu
SÛRENİN FAZİLETİ:
Buhari'nin İbni Mes'ud'dan rivayet ettiğine göre dedi ki: "Benu Israil (Isra), Kehf, Meryem, Tâhâ ve Enbiya süreleri, Kur'an'da öncelikle ezberlenecek sûrelerdendir."
Sayfa 8 - Cilt 3. Enbiya Suresi.Kitabı okuyor
Te'vîl İle Tefsir Arasındaki Farklar
Te'vîl İle Tefsir Arasındaki Farklar İlk dönemlerde birbirlerinin yerine kullanılmalarına rağmen te'vil ile tefsir arasında bir takım farkların bulunduğu ileri sürülmektedir. Bu farkları şöyle sıralamak mümkündür: (1) Te'vil, bir delilden dolayı lafzın muhtemel manalarından birisini tercih anlamı taşıdığı için kesinlik ifade etmez. Ancak tefsire konu olan naslarda tek anlam bulunduğu için onda kesinlik vardır38. Çünkü bu tür tefsir, İmam Mâtüridî (ö.333/944)'nin de dediği gibi Hz. Peygamber ve ashâba dayanmaktadır39. (2) Te'vil genellikle naslarm içsel manalarında, tefsir ise lafızlarda söz konusudur40. Başka bir ifade ile te'vil lafızlarda kastedilen mananın ötesine geçerek bâtmî anlamları ortaya çıkarır; ancak tefsir lafzın sözlük anlamı çerçevesinde açıklamalar yapar41. (3) Te'vil ekseriya akla tefsir ise rivâyete dayanmaktadır. Ancak te'vilin akla dayanması yorumcunun nakilden tamamen bağımsız hareket edeceği anlamına alınmamalıdır. Aksi halde te'vil etkinliğinde bulunan kimse metni kendi şahsî istekleri ve ideolojik eğilimleri yönünde yorumlama cihetine gitmiş olur ki, bu da geçmiş dönem âlimlerinin dediği gibi "mezmûm/sakıncalı" bir te'vil sayılır42.
687 öğeden 451 ile 460 arasındakiler gösteriliyor.