t

Tefsir

2 üye
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
7-Insanlar ne kadar zeki, ne kadar anlayışlı olsalar da yine bir rehbere, bir öğretmene muhtaçtırlar. Meselâ: Gözlerde bir görme özelliği vardır. Fakat karşılanında bir güneş parlamadıkça bu gözler her tarafı göremezler, kendilerindeki görme özelliği görmek için kâfi değildir. İşte insan aklı da ne kadar aydınlık bulunursa bulunsun karşısında bir nübüvvet ve risalet güneşinin ilâhî işığı tecelli etmedikçe bir nice hakikatleri görmeğe muvaffak olamaz.
Sayfa 430 - Ali İmran suresi 164.
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
3-İnsanlar cemiyet halinde yaşamaya mecburdurlar. Aralarında bir sosyal, medeni bağ vardır. Aralarındaki birliği, sevgiyi dayanışmayı güzelce sağlamak ve korumak için kutsi bir esasa dayanmalan, güzel bir hayat nizamına sahip olmaları lazımdır. Bu da ancak Yüce Peygamberlerin tebliğlerine uymakla mümkün olur.
Sayfa 429 - Ali İmran suresi 164.
Reklam
Peygamberlerin gönderilmiş olduğundaki bazı faideler ve hikmetler
1-Insanlar, bir Yüce Yaratıcının varlığına iyice düşünseler aklen kanaat getirebilirler. Fakat o Yüce Yaratıcıya ne şekilde kullukta bulunacaklanını kestirip tayin edemezler. Ne gibi dini vazifelerle yükümlü olduklarını da bilemezler, bu hususta muhtelif kanaatlerden bu yüzden aralarında birlik ve dayanışma meydana gelemez. Fakat Yüce bir Peygamber'e tabi olunca bu gibi hallerden, zararh ihtilaflardan kurtulmuş olurlar.
Sayfa 429 - Ali İmran suresi 164.
Tefsirlerin Prensipleri ve Kaynakları
Müfessirler, ileride söyleyeceğimiz üzere Kur'ân-ı Kerîm'in kelimelerini izah ve tahlil için öncelikle lugata, iştikak ilmine, sarf ve nahiv ilimlerine ve diğer edebî ilimlere müracaat ederler. Bunlar, tefsir ilminin esaslarıdır. Sonra Kur'ân-ı Azîm'in anlamlarını, gerçeklerini izah için de hadis, keläm, fikih gibi dini ilimlere başvururlar. Bunlardan başka pozitif, sosyal, siyasal, ahlâkî, hayati ilimleri de göz önünde bulundururlar. Bütün bu ilimler tefsirler için birer memba, birer bilgi kaynağı kabul edilmiştir.
Sayfa 146 - Cilt 1Kitabı okudu
Fussilet suresi
44. Eğer biz onu acem (Arapça olmayan) bir Kur'an yapsaydık, elbette derlerdi ki: "Onun âyetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana yabancı dilden (kitap iner) mi? De ki: "O (Kur'an), iman edenler için bir hidayet ve bir şifadır. Iman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur'an), onlara karşı bir körlüktür (onlara kapalıdır). İşte onlar, (sanki kendilerine) uzak bir yerden sesleniyorlar."
Sayfa 21 - CİLT 4.Kitabı okuyor
İYİLİK İLE KÖTÜLÜK BİR DEĞİLDİR...
34- Allah'ın razı olduğu iyilik ile hoşnut olmadığı ve kerih gördüğü kötülük, güzel âkibet ve ceza bakımından eşit değildir. Kötü hasleti iyi hasletle - ki bu haslet, şiddete mahal vermeyen ve olayı sükunetle ve olgunlukla karşılama yol ve yöntemidir.-, kötülüğü iyilikle, işlenmiş olan suçu bağışlamakla, öfkeyi sabırla, cehaleti de hilimle defedip uzaklaştır! Bunu yapman durumunda, senin en amansız düşmanın -iyilik ve lütufta bulunmada- senin için en yakın dost ve en sıcak arkadaşın gibi olur.
Sayfa 18 - CILT 4. Fussilet sûresi.Kitabı okuyor
Reklam
694 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.