"Albert Finney, Lauren Bacall, lngrid Bergman, Sean Connery gibi ünlü oyuncuların rol aldığı Murder in The Orient Express (Şark Ekspresinde Cinayet, 1974) Agatha Christie'nin romanını uyarlarken, İstanbul' da geçen bölümlerde, Batılıların görmek istedikleri yapay bir ortam yarattı."
"Filistin-İsrail çatışmasına bir aşk
öyküsü aracılığıyla değinen Hanna K. (1983 ), güldürmeyen bir güldürü olan
Conseil de Famille (Aile Konseyi, 1986), yönetmenin önemli çalışmaları arasında yer almaz."
"Hoşçakal Yarın (1997) Deniz
Gezmiş ve arkadaşlarının idam öyküsünü perdeye getirdi. Yakın geçmişin en
büyük ayıplarından birine eğilen film, kusursuz bir çalışma olmasa da, yönetmenin sinemaya siyasal yaklaşımının bir başka iyi niyetli örneği oldu."
Yusuf Atılgan'ın romanından uyarlanan
Anayurt Oteli ( 1986) ise yönetmenin belki de en önemli çalışmasını oluşturur.
Film küçük bir kasaba otelinin yaşamdan kopuk yöneticisi Zebercet'in (Macit
Koper) otelde bir tek gece kalan bir kadına (Şahika Tekand) bağlanarak, dönüşünü beklemesini konu edinir. Kadının dönmek bilmeyişi, saplantıları ve
yalnızlığı gittikçe artan Zebercet'i çılgınlığa ve ölüme sürükler. Yönetmen bu
içsel yolculuğu, yer yer sessizliklerin öne çıktığı sakin bir anlatımla aktarır."
"İkinci Dünya Savaşı sonunun "geceleri karartmalı" İstanbul'unda, yazdığı bir
şiir kitabı nedeniyle polisçe aranan bir aydının (Tarık Akan) kaçış öyküsünü
düzgün bir anlatımla aktardı."