Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Dilinin Etimolojisi Sözlüğü

Profil
Baklava
ar. bakl/bakla (bk.) dan bakla-vi/baklavi/baklava (kök anlamı: bakla biçiminde kesilip pişirilen. Anlam genişlemesiyle bilinen hamur tatlısı.). Türkçede baklağı, baklağı, baklavı gibi söylenişlerine aldanılarak tr. sanılmıştır, oysa Türk dilinde bakl/bakla sözcükleri yemeklik yeşil bitki anlamına gelen ar. bakl'dan alınmıştır. Baklavacı, baklavacılık, baklavalık.. (Sayfa: 68) * #İsmetZekiEyuboğlu #GenişletilmişVeGüncellenmişYeniBasım #TürkDilininEtimolojiSözlüğü #SayYayınları #ArapAcemDilleri #UralAltay #HintAvrupa #Arapça #Latince #Grekçe #Acemce #Almanca #Türkçe #Sözcükler #Kökler #Ekler #Baklava #Baklavacılık #Baklavalık #Bakla #Baklağı #Baklavı *
İsmet Zeki Eyüboğlu
İsmet Zeki Eyüboğlu
Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü
Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü
Aynen
ar, ayn (göz, kaynak, tıpkı)dan ayn-en/aynen olduğu gibi, gözle görüldüğü gibi, kaynakta olduğu gibi). Ar.da en, an ekleri özdeşlik, ilgi, görelik bildirir (sözgelişi: şifahen/sözlü olarak, tahriren/yazılı olarak, ahiren/sonradan, gıyaben/arkasından, o yokken)..
Reklam
AYIRAN
tr. ayırmak (bk.) tan ay-ı-ran/ayıran (özellikle fizikte ışınların yalın öğelerine ayrılmasını sağlayan araç.) Bu sözcük yoğurtla yağın birbirinden ayrılması sonucu oluşan ayran (bk.) dediğimiz sözcükle özdeştir. Biricik ayrım ayran'ın içecek nesne olmasındadır. Nitekim ayran sözcüğünün doğrusu da ayıran'dır, 'ı' sesi düşmüştür. Ayırıcı, ayırım, ayırma (hepsi de ayırmak'tan).. (Sayfa: 56-57)
AŞIK II:
''tr. aşuk (aşmak'tan)tan aşık. Türk dilinde, genellikle, aşık kemiği biçiminde söylenir. Topuğun dışa taşan, kabarık kemiğine verilen ad. Bu adı almasının nedeni, kemiğin dışa doğru çıkık, aşkın olmasıdır.'' (Sayfa: 44) * ATEŞ: * fars. âteş (parlaklık, aydınlık. Doğrusu âtış'tır) ten ateş. Anadolu Türkçesine, eski Zerdüşt inançlarının etkisiyle, ateşin kutsal sayılması, onunla ilgili adak yerlerinin, ocakların yapılması sonucu geçti. Eski Türklerde de od/ot (ateş) kutsaldı. Bugün Anadolu'da da ateş, ocak, kutsal sayılır, saygı görür. (Sayfa: 48) * AYESER * yun, Aya Sergios (Ermiş Sergios) adından Ayeser (Trabzon yöresinde Ağustos ayında düzenlenen bir dernek). Çalgılı-eğlenceli, içkili olarak düzenlenen bu dernek yörede yaşayan Hıristiyan azınlıklardan kalmıştır, günümüzde de eskisi gibi sürdürülür, ancak yörede Hıristiyan kalmadığından yalnız Müslümanlarca kutlanır. (Sayfa: 55) * #İsmetZekiEyuboğlu #GenişletilmişVeGüncellenmişYeniBasım #TürkDilininEtimolojiSözlüğü #SayYayınları #ArapAcemDilleri #UralAltay #HintAvrupa #Arapça #Latince #Grekçe #Acemce #Almanca #Türkçe #Sözcükler #Kökler #Ekler #Tanrı #İlah #İbranice #Aşık #Aşil #Topuk #AşukKemiği *
İsmet Zeki Eyüboğlu
İsmet Zeki Eyüboğlu
Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü
Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü
Aruz
şiir ölçüsü, acemi deve, yöre, Mekke-Medine yöreleri, bulut, dar yol, at (Ter. Kam.). * Aruz denen şiir ölçüsünü, İmam Halil adlı birisinin, deve yürüyüşündeki uyumu örnek alarak, düzenlediği kanısı yaygındır. Oysa bu kanı doğru değildir. Aruzun islamlıktan çok önce çölde yaşayan konar-göçer Arap ozanlarınca kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle İmam Halil gibi kimsece bulunması olanağı yoktur. Aruz kavramının içerdiği şiir ölçüsü, İ.Ö. 1250'de yazıya geçirilip bir örneği elimizde bulunan Gilgameş Destanı'nda uygulanmıştır. Bu ölçüyü uygulayan ozanın adı da Sin Likke Unnini'dir. Adı geçen yapıtın ölçüsü ''recez bahri''den, aruzun bölümlerinden biridir. (Gilg. Des. S. 7, 1944, Landsberger). Ayrıca (TDD, sayı 310, ÖAA.).. (Sayfa: 41) *
İsmet Zeki Eyüboğlu
İsmet Zeki Eyüboğlu
Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü
Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü
AYESER
yun, Aya Sergios (Ermiş Sergios) adından Ayeser (Trabzon yöresinde Ağustos ayında düzenlenen bir dernek). Çalgılı-eğlenceli, içkili olarak düzenlenen bu dernek yörede yaşayan Hıristiyan azınlıklardan kalmıştır, günümüzde de eskisi gibi sürdürülür, ancak yörede Hıristiyan kalmadığından yalnız Müslümanlarca kutlanır.
Reklam
ATEŞ:
fars. âteş (parlaklık, aydınlık. Doğrusu âtış'tır) ten ateş. Anadolu Türkçesine, eski Zerdüşt inançlarının etkisiyle, ateşin kutsal sayılması, onunla ilgili adak yerlerinin, ocakların yapılması sonucu geçti. Eski Türklerde de od/ot (ateş) kutsaldı. Bugün Anadolu'da da ateş, ocak, kutsal sayılır, saygı görür.''
AŞIK II:
''tr. aşuk (aşmak'tan)tan aşık. Türk dilinde, genellikle, aşık kemiği biçiminde söylenir. Topuğun dışa taşan, kabarık kemiğine verilen ad. Bu adı almasının nedeni, kemiğin dışa doğru çıkık, aşkın olmasıdır.''
ASILMAK:
''Il-mak ekleriyle: basmak'tan bas-ıl-mak/basılmak, kırmak'tan kır-ıl-mak/kırılmak, sarmak'tan sar-ıl-mak/sarılmak.. Eylemin özneye yönlenmesinde ''ıl'' ortaekinin etkinliği. Eylemi yöneten öznede kendi kendine dönüş var, ancak neden öznenin dışındadır. Kişi kırılır'ken kırılma nedeni dışta kalıyor.''
Aruz
şiir ölçüsü, acemi deve, yöre, Mekke-Medine yöreleri, bulut, dar yol, at (Ter. Kam.). * Aruz denen şiir ölçüsünü, İmam Halil adlı birisinin, deve yürüyüşündeki uyumu örnek alarak, düzenlediği kanısı yaygındır. Oysa bu kanı doğru değildir. Aruzun islamlıktan çok önce çölde yaşayan konar-göçer Arap ozanlarınca kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle İmam Halil gibi kimsece bulunması olanağı yoktur. Aruz kavramının içerdiği şiir ölçüsü, İ.Ö. 1250'de yazıya geçirilip bir örneği elimizde bulunan Gilgameş Destanı'nda uygulanmıştır. Bu ölçüyü uygulayan ozanın adı da Sin Likke Unnini'dir. Adı geçen yapıtın ölçüsü ''recez bahri''den, aruzun bölümlerinden biridir. (Gilg. Des. S. 7, 1944, Landsberger). Ayrıca (TDD, sayı 310, ÖAA.)..
44 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.