Yazar Sabahattin Eyüboğlu ile şair ve ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun amca çocuğudur. İstanbul Vefa Lisesi (1948), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü (1953) mezunu. Ayrıca Klasik Filoloji ve Tarih bölümlerinde de okudu. Bir süre felsefe ve edebiyat öğretmeni olarak çalıştı.
Öğretmenlikten ayrıldıktan sonra çevirmenlik ve serbest yazarlığı iş edindi. Çalışmalarını Anadolu uygarlığı, halkbilim varlıkları ve Türk dili araştırmaları konularında yoğunlaştırdı. İlk araştırma ve derleme çalışmalarını Karadeniz folkloru ve halk edebiyatı üzerine yaptı. Bu türden halkbilimi konusundaki ilk yazıları Türk Folklor Araştırmaları dergisinde (1948-58) yayımlandı. 1958 yılından itibaren yaptığı araştırma, inceleme yazıları, eleştirileri ve derleme çalışmaları Yelken, Yeni Ufuklar, Türk Dili, Dünya, Soyut, Varlık, Cumhuriyet, Yansıma, Kıyı gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Fatih Sultan Mehmet için, onun döneminden günümüze kadar, yazılan şiirleri derleyerek 1953 yılında “Destanlar İçinde Fatih” adlı bir antolojide yayımladı. Divan edebiyatını inceledi ve Divan şiirinde işlenen değişik konular üzerine araştırmalar yapıp yayımladı. Anadolu kültürü üzerine yaptığı araştırmalar ile Almanca, Latince, Arapça, Farsça gibi dillerden yaptığı çeviriler ilgiyle karşılandı. Yedi Askı şairlerinin ve Hz. Ali’nin şiirlerini Türkçeye kazandırdı. Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü Altın Madalyası sahibiydi.
Güzel âşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi
Bu bir rızâ lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi
Yemeyenler kalır nâçar
Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedim mi
Pir Sultan Abdal
Kadın, toplumun temelini kuran öğedir, ona biçim kazandıran kaynaktır. Bir toplumda uygarlığın aşaması kadına gösterilen saygıyla, sevgiyle, ona verilen değerle orantılıdır. Kadını bir keyif maddesi gibi gören toplumlarda kişilerde uygarlık şöyle dursun, insan varlığının anlamını bile kavrayacak nitelikte bir yetenek yoktur. Böyleleri eksik yaratılışlı, varoluşun özünü, değerini kavramaktan yoksun, ilkellerdir. Doğu islam toplumlarında, özellikle koyu dinci çevrelerde, kadın bir keyif maddesi türünden ya erkeğin gönül eğlencesi ya da iş öğesi olmaktan öteye geçememiştir. Doğu uluslarında. kadına, uygarlık basamaklarında varlığına yaraşan saygı- değer yeri veren ilk önder Atatürk olmuştur. Ondan başka, adı geçen uluslarda kadına uygarca, aydınca, insana değer veren, saygı duyan, sevgi gösteren, toplum düzeninde gerekli yer ayıran kimse gelmemiştir. Durum günümüzde bile böyledir, değişmemiştir.
Emek harcanarak derlemiş çok güzel bir sözlük. Yanlış bildiğimiz veya günlük hayatta yanlış anlamda kullandığımız onlarca kelimenin ne anlama geldiği ve kökeni hakkında bilgiler var. Kütüphanemde bugüne kadar olmaması hataymış. Özellikle eski türk romanlarını okurken elinizin altında bulunması gerekli bir kaynak.
Nietzsche yaşamı boyunca anlaşılamamış nadir filozoflardandır. Avrupanın felsefe,din,düşünce sistemine tamamen karşı çıktı. O yılların Avrupasında klise insanlara nasıl yaşayacaklarını dayatıyorken Nietzsche "Tanrı öldü!" diye sesleniyordu.
O dönemin bilginleri Sokrates ve Platon'u methederken Nietzsche onları filozof bile saymayıp Sokrat'ı "avam" sınıfına koyuyordu.
Sokrat'ın, Platon'un sanat anlayışına karşı çıkıyordu.
Nietzsche bu orjinal fikirleri yüzünden hiç anlaşılamadı. Hiç değer görmedi.
Nietzsche'nin felsefesini öğrenmek istiyorsanız Nietzsche'nin kitaplarından çok bu kitabı okumanızı öneririm.
Kitabın tek handikabı Nietzsche'nin hayatı hakkında pek bilgi verilmemesi.
Kitabın içerisinde Nietzsche'nin tüm kitaplarının tahlili ve detaylı alıntıları bulunuyor.
Keyifli okumalar.
İnsanlığa en büyük hizmetim olan bu incelememle karşınızdayım.
Artık imkansız diye bir şey yok. Sırf sizleri düşündüğüm için bu kitabı okumaya çalıştım. Söylediklerimi yaparsanız ihya olacaksınız. O zaman başlayalım.
Kız Kaçırma Büyüsü: Sevdiğiniz kız sizi sevmiyor mu? Şimdi bu anlatacağım büyü ile istediğiniz kızın size kaçmasını