Arap yazara göre, Türkler İslamı anlayacak kapasite ve zekadan yoksunmuş.
1953 yılında Princeton' da toplanan Müslüman ülkler ilim adamları arapçanın yetersizliği konusunda görüşleri.
Bu toplantıda Arap yazısının yetersizliği tekrar ele alinarak değiştirilmesi ve geliştirilmesi tartışılmıştır. Arap yazısının ihtiva ettiği noksanlıklar ve yetersizlikler uzun uzun ele alınmış ve özellikle sami dilleri gurubuna giren bu dilde sessiz harflerin egemenliği belirtilmiş ve bunun gibi imla ve gramer eksiklikleri üzerinde durulmuştur.
Arap aydınlar bu konuda Atatürk'ün Dil reformuna özlem duyar ancak araplar için bunun mümkün olmadığını söyliceklerdir.
Arap bilim insanları Atatürk'ün dil reformuna hayranlık beslerken, Türk şeriatçısı ise bu devrimleri yok etmek için elinden geleni yapmatadır.
Çalınan bir çıngırakla tekrar içeriye girdik. Mustafa Kemal Paşa da sivil elbise ile gelip, bizim sıranın yanındadaki sıranın başında oturdu ve elimi sıkarak, elbiseyi Vali Münir Bey'den aldığını söyledi.>>82
Bu muhalefetin sebebi, M. Kemal Paşa'nın yaverlik sıfatına karşı duyulan menfi bir his değil, belki kongre üzerinde ölçüsüz bir otorite kurması tehlikesi idi. Çünkü daha sonra ikinci B.M.M. ne müstakil mebus olarak
seçilen Kadirbeyoğlu Zeki Bey « Hilafetin ilga 51. sırasında tek başına ve saatlerce süren müthiş bir müdafaa ile M. Kemal ve onun re'sen seçtiği mebuslar dan kurulu meclise karşı yiğitçe durmuş, fakat tà Erzurum'da başlayarak Hilafet'in müdafaasına kadar süren bu muhalefet, onun siyasî hayatının sonu olmuştur. Hatta bu muhalefet kendisine o derece pahalıya mal olmuştur ki hiç bir alakası olmayan «Izmir Süikasdı hadisesinde bile kellesini güçlükle kurtarabilmiştir."
82. Bkz. Mahmut Goloğlu Erzurum Kongresi - Ankara 1968.
Sayfa 146 - SebilKitabı okudu
Millî kimlik
Türkiye bir “reddi miras” hakkına sahip değil. Ermeni olayları tartışılırken de kimileri “Onu yapan Osmanlı’ydı, biz başka bir devletiz” dedi. Bu büyük bir saçmalıktır.
Hükümet İsrail'le olumlu bir ilişki istiyor
Bir ekleme...
Başkonsolos Wiener'in Washington'a, "İslam ve Türkiye" ara başlığıyla gönderdiği ve bizim de aktardığımız bölüm ilginç bir tespitle sonlanıyordu.
ABD'li diplomat, AKP'nin ve TSK'nın İsrail ile ilişkiler konu sunda baskılara direndiğini şöyle not etmişti:
(...) Türk hükümeti uzun süredir, bazı Müslüman ülkelerin, İsrail ile özellikle askeri alanlarda yaptığı, genellikle yakın olan işbirliğini sonlandırması yönündeki baskılarına direniyor. Geçen hafta Ege'de Türkiye-İsrail-ABD tarafından yapılan ortak tatbikattan da anlaşıldığı üzere, Türk Hükümeti ve Türk Genelkurmayı hâlâ, Israil ile olumlu bir ilişkinin Türkiye'nin çıkarına olduğunu düşünüyor (...)
Bu tespitin, Davos'ta 29 Ocak 2009 tarihinde yaşanan ünlü "One Minute" olayından sekiz ay sonra yapıldığını hatırlatıp devam edelim.
Sayfa 192Kitabı okudu
İstiklâl harbi şüphesiz bütün safhalarıyla çok ilginç bir harptir ve hâlen tam olarak araştırılmış değildir. Araştırmak bir yana, ne hazin ki uydurma hikayelerle üzerini örtmeye çalışanlar bulunmaktadır.
Sayfa 21 - Kronik Kitap, 1. Baskı, Şubat 2022Kitabı okudu
Türk nüfusunun artışına engel olamayan Almanya, 1983-1984 yılları arasında Türkiye'ye geri dönmeyi teşvik edici birtakım kararları yürürlüğe sokmaya karar verir. 28 Kasım 1983 yılında yürürlüğe giren Geri Dönüşü Teşvik Kanunu'na göre 30 Haziran 1984 tarihine kadar kesin olarak Türkiye'ye geri dönenlere Almanya devleti 10.500 Alman markı yardımda bulunur ve her çocuk başına 1.500 Alman markı ödeme yapar. Bu teşviklerden yararlanan 250 bin kişinin Türkiye'ye dönüş vakti gelmiştir.
Sayfa 31 - Mundi KitapKitabı okudu
Türkiye'de gericilik ile ilericilik arasında bundan daha net, bundan daha katı ve bundan daha saflaşmış bir inatlaşma bilmiyorum. Üç gençten oluşan bir yaşam çizgisi.
Sayfa 273
