Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Semanur Konak

Semanur Konak
@korfoulamou
Marmara Ünv. Eczacılık Fakültesi
210 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
231 syf.
·
Puan vermedi
Epik bir Yunan şiirinde geçen kelime bu kitaba adını veriyor. ‘Argo’ geminin ismiyken -romantizm öyle güçlü bir ideoloji olsa gerek ki- cinsiyet rollerine dair anlatıya dönüşüvermiş, felsefesini yapıyor. Kitap; Maggie Nelson’un queer bir aile kurma, hamile olma, annelik, kendi annesiyle ilişkisi, eşinin anneyken trans sürecine girip erkek(?)
Argonautlar
ArgonautlarMaggie Nelson · Kolektif Kitap · 201949 okunma
Reklam
312 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Hayatı Birinci Dünya Savaşı dönemine denk gelen; düşünce, yaşayış ve eserleriyle 20. yüzyıl Fransız edebiyatının önemli şahsiyetlerinden Romain Rolland’ın yaşamöyküsünü anlattığı eserinde Zweig, konuyu farklı yönlerden altı bölümde işliyor. Neden Rolland’ı ‘’Avrupa’nın Vicdanı’’ olarak tanımladığı kitabın genelinde olduğu kadar son bölümde de
Avrupa'nın Vicdanı
Avrupa'nın VicdanıStefan Zweig · Zeplin Kitap · 2016129 okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kazuo Ishiguro’nun okuduğum ilk kitabı. Uzun zamandır ‘’hakiki Japon edebiyatı’’ okumuyordum diye düşünerek başladığım için bu açıdan hayal kırıklığı oldu fakat bana sürekli ‘’Uçurtma Avcısı’’ ve ‘’Jerusalem’’i anımsattığı için de uzun sürmedi. Aslında hikaye bakımından pek benzerlikleri yok; sadece birkaç tema var bu kitapları birbirine yaklaştıran. Romanı Christopher’ın geçmişe yönelik hatırladıkları oluşturuyor. Christopher ve anne, babası Şanghay’da uluslarası yerleşim bölgesinde yaşayan İngiliz bir aile. Akışı Japon-Çin savaşı, Hindistan’ın afyonla ilgili sömürge emelleri gibi dönemin olayları ve neticesindeki gelişmeler belirliyor. Bu nedenle anlatım Şanghay’dan çıkıp Londra, Hong Kong, Makao ve Wuhan’a yöneliyor. Çeşitli olayların yanında kahramanların ilişkilerindeki derin duygulara da yer verdiği için geniş yelpazeli olduğunu düşündüğüm fakat aslında hangi fikri verdiği konusunda kararsız kaldığım bir son oldu. Bir annenin çocuğunun yaşamı ve geleceği uğruna kendinden ne denli fedakarlıkta bulunabileceği, kadın ve erkek arasında baskınlık ve yeterlilik güdülerinin evliliği veya bireyleri hangi sonuçlara getirebileceği, beklentisinin karşılanmayacağını gören insanın intikam uğruna nasıl da sapıkça fantezilere sürüklenebileceği, dostluğun çocukkenki manası ve yetişkinlikteki değişimi bunlardan birkaçı. Sıradışı bir anlatım ve kurgusu yok ama kurduğum bağlantılar özgün olmadığını düşünmeme neden olmadı.
Öksüzlüğümüz
ÖksüzlüğümüzKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 2017441 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
192 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitap farklı dergi vs. yerlerde yayımlanan 11 inceleme başlığından oluşuyor. Devletli toplum ve devletsiz toplum arasındaki farklılıkları antropoloji ve siyaset felsefesi kombinasyonuyla gözler önüne seriyor. Fakat neredeyse son incelemeye kadar Güney Amerika yerlilerinin cinsiyet algısı, nüfusları, gelenekleri, geçimleri vs. konularında siyaset felsefesinden epey uzak, uzun ve birbirini tekrarlayan incelemeler var. Bunları temellendirmeler olarak görebilmeyi isterdim, sadece son incelemeyi okumuş olmayı daha büyük bir kazanç olarak görüyorum. Antropoloji, bu konuya dair bakış açısı üretebilmenin doğru bir kaynağıdır diye düşünüyorum. Antropoloji bir yana toplum, siyaset ve iktidar konularına ilgililer için ufuk açıcı ve keyifli bir okuma olacaktır.
Devlete Karşı Toplum
Devlete Karşı ToplumPierre Clastres · Ayrıntı Yayınları · 201193 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Okuduğum ilk Afrika edebiyatına ait kitap... Direnişten, özgürlük mücadelesinden ve bağımsızlığından sonra Kenya'nın 8 yıl süren OHAL sürecindeki hayatları anlatıyor. Olaylardan ziyade tasvirler, şu andan ziyade sürekli geçmişe dönük anlatımlar var. Kitabın içinde kalmakta zorlandım, bazen de karakterleri isimleriyle eşleştirmekte... Devrimcilerin, hainlerin, sömürenin, arayıştakilerin gerçek ve kurgunun iç içe hikayelerinden oluşuyor. Karakterlerin kutsallar uğruna insanın kendini fedasına yönelik savunmaları etkileyici. Direniş sembolü olarak daha çok İsa'yı ve Gandhi'yi, İngiliz'den korkmanın gerekçesi olarak Hitler'i gözler önüne seriyor. Afrika edebiyatına dair okuma yapma isteğimi arttırdı. Asıl dilinden çevirilmesini dilerdim.
Bir Buğday Tanesi
Bir Buğday TanesiNgugi Wa Thiongo · Ayrıntı Yayınları · 2014109 okunma
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
2006 Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk'un üç ödül bir de konferans konuşmasının metinlerinden oluşuyor. Kitap ismini Pamuk'un babasının kendisine çoğu otellerde yazdıklarıyla dolu bir bavulu vermesi ve okumasını istediği anısından alıyor. Babasının yazdıklarıyla ilgili görüşlerini, bu ülkede yazar olmakla ilgili gerçekleri de bu metinde veriyor. Babasının onu bir gün mutlaka bu ödülü alacaksın, diye yüreklendirmesi Pamuk'un Nobel Ödülü konuşmasını ''bugün babam aramızda olsun çok isterdim.'' sözleriyle bitirmesini oldukça duygusal kılıyor. İlerleyen konuşmalarda Türkiye'nin AB'ye girme mücadelelerinden bahsettiği, ikna çabalarını sunduğu, siyasi konular diyerek belirttiği açıklamaları var. Ödül konuşmalarında her ne kadar büyük bir kısmını buna ayırmak istemediğini belirtse de bu isteğini ve inancını dile getirmekten vazgeçmediği görülüyor. Romanları üzerinde yaptığı açıklamalar da romancılar ve roman hakkında fazlasıyla doğru diyeceğim görüşlerini de belirttiği cümleler bu kısa kitapta. Kendimi ''çeviri konuşmalar'' videolarından birinin metnini okuyormuş, değerli fikirler bırakmış bir yazarın ders niteliğindeki sözlerini dinliyormuş kadar iyi hissettim.
Babamın Bavulu
Babamın BavuluOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20192,605 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Kropotkin'in mevcut durumu yaşayan, hisseden bir asinin gözlemleriyle sözlere döktüğü eseri... Anarko-komünist fikirlerinin derinlikleri ve temellendirmelerini lafını esirgemeden, tüm sertliğiyle yansıttığını görüyoruz. Siyaset, din, ekonomi, sağlık, bilim, ahlak... yönünden gözlem ve fikirleriyle beslediği manifesto niteliğindeki çalışması. Çoğu zaman paragraflarda neredeyse 150 yıl öncesine yazılan şeylerin hâlâ aynı cürette devam edebildiği görüp dehşete kapılmanız olası. İsyanına aynı sertlikte bir isyanla katılmıyor olsam da amacına -kör insanı görmeye, sağırı duymaya, uyuyanı uyanmaya kışkırtmaya- ulaşabildiğini reddedemem. ''Özgürlükler verilmez, alınır.'' derken haksızlık, baskı veya sansür konularında optimistik düşüncelerin nasıl da boş hevesler olduğunu söylemiyor mu? İstemek değil, almak gerek; devletin sana hediye olarak verdiği şeyler değil bunlar, zaten senindi ve o elinden alma, üzerinde hak sahibi olup sana satma cüretini gösterdi. ''Bu durumda ne yapmamız gerekiyor?'' sorusunun cevabını da savunucusu olduğu felsefesiyle veriyor kitapta. Savunmasını veya eksikliğini görmeniz açısından anarko-komünist felsefeye dair yapabileceğiniz bir okuma niteliğinde. Bolca çizebileceğiniz veya soru işaretleri, ünlemlerle doldurabileceğiniz cümleleri mevcut.
Bir İsyancının Sözleri
Bir İsyancının SözleriPyotr Kropotkin · Ayrıntı Yayınları · 201855 okunma
189 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitaptan bahsedenlerin çoğunun yorumu olan ''anarşizm felsefesini anlamaya giriş, başlangıç...'' bahsine katılmıyorum. Olsa olsa ''anarşizme giriş, protesto...'' denebilir kanısındayım. Kaldı ki Emma Goldman'ın da anarşist düşünceyi anlatmaktan ziyade savunmak yolunda attığı bir adımdır. Büyük ihtimalle çeviriden kaynaklı hedefini vuramayan saptamalar var. Birçok kelimenin yerine başka kelimelerin kullanılarak çevrilmesi durumunda hem daha doğru hem de daha yerinde bir anlatıma ulaşabileceklerini düşünüyorum. Yazarın ve savunduğu felsefesinin anlatmak istediğinden daha uzak kelimeler kullanılarak saptırıldığını düşündüm. Kitaptan ileri okumalar için de faydalanabilirsiniz elbette.
Anarşizm
AnarşizmEmma Goldman · Gece Kitaplığı · 201921 okunma
170 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Düşünebiliyorken anlam arayışımızın son bulması mümkün müdür? Düşünebilmek nasıl olur da insanın hem kurtarıcısı hem de büyük bir cezası olabilir? Yaşamaya devam etmenin imkansıza yaklaştığı anda en temel içgüdümüz olan ''hayatta kalma''yı sürdürebilmek için iknamız ''anlam'' ile mümkün olur mu? Victor Frankl'ın 2. Dünya Savaşı sırasında, toplama kampında çevresindekileri ve kendini gözlemlemesi, anlamlandırması sonucunda büyük sorulara verdiği derin cevaplar... Sahip olduğumuz en değerli şeylerin kaybını yaşayarak devam ettirdiğimiz hayatımız hangi temeller üzerinde devam edebiliyor? Somut olarak açıklayacağınız, bilimsel veya teknik sürecine dayandırabileceğiniz cevapların sorusu değil bu ne yazık ki. Hayatta kalmak için kaybetmememiz gereken yegâne değer nedir? Kararını vermediğimiz başlangıçların kararını verebileceğimiz sonları olabilir mi? Felaketleri aşmaya zamanımız olmadığında o felaketlerin altında ezilmememizi sağlayan dışımızdaki bir güç müdür? / Kitabı mutlaka tekrar okuyacağım. Aklınızda sorular olmasa da okumanın size çok şey kazandıracağını düşündüğüm bir kitap. Aklınızda sorular varsa mutlaka okuyun yenilerini de ekleyin diyeceğim kitap. Sayfalara koyduğum yapışkanlar öyle çok ki... /
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,4bin okunma