Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Semanur Konak

Semanur Konak
@korfoulamou
Marmara Ünv. Eczacılık Fakültesi
209 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Bayraklar
Canilerle ve çılgınlarla muhatap olan kişi, canice ve çılgınca davranmak zorundadır, aksi halde yok olup gider. Geriye kemikleri bile kalmaz. Bu kişi yuvasını bayraklandırmak zorundadır, her ne kadar artık bir yuvası yoksa da. Artık kişilik değil, yalnızca itaat değer görüyorsa hakikat gider ve yalan gelir.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
Semanur Konak tekrar paylaştı.
Papaz gülümsüyor: "Ah, hayatında hiç günah işlememiş birinden pek nadir bir aziz, hayatında hiç aptallık etmemiş birinden pek nadir bir bilge çıkar! Ayrıca da hayatın bu küçük budalalıkları olmasaydı, hiç birimiz dünyada olmazdık."
Uygun Adım Yürüyen Venüs
''Bizler Amazonlar gibiyiz,'' diye söze devam ediyor kadın öğretmen. Fakat Amazonlar sadece bir efsane, oysa ki sizler gerçeksiniz. Havva'nın yanlış yönlendirilmiş bir dolu kızı! Julius Caesar geliyor aklıma. Sırt çantası taşıyan bir Venüs onu aşka getiremezdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zengin Plepler
... Senin de bir çocuğun olabilirdi, diye düşünürüm sonra, fakat hemen kendime hakim olurum, dünyaya bir çocuk getirmek mi? Sırf savaşın birinde vurulsun diye mi!
186 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Tanrısız Gençlik
Tanrısız GençlikÖdön Von Horvath
8.2/10 · 3.052 okunma
Reklam
... ''İtiraf edeyim, beni aptal ettin Brissenden. Benim aç olmam, seninse bunun farkına varman sıradan olgular, insanı rezil etmez. Görüyorsun, sürünün geleneksel küçük ahlakçılığına güler geçerim, ama sonra sen çıkıp keskin ve doğru bir laf ediyorsun ve ben anında o küçük ahlakçılığın kölesi haline geliyorum.''
Sayfa 326
Onu gerçekten sevmediğini şimdi anlamıştı. Sevdiği şe Ruth değil, idealize ettiği, kendi kafasında yarattığı uhrevi bir şeydi; kendi aşk şiirlerindeki ışık saçan ruhtu. Hakiki Ruth'u, sınıfının tüm o kusur ve zaaflarını taşıyan, o sınıfın psikolojisinin umutsuz sınırlarıyla kısıtlanmış burjuva Ruth'u hiç sevmemişti.
Sayfa 460
Semanur Konak tekrar paylaştı.
“Sen de ötekiler gibiydin, genç,” diye dudak büktü ona. “Senin de ahlakın, bilgin tıpkı onlarınki gibiydi. Kendi adına düşünüp, kendin gibi davranmıyordun. Senin de fikirlerin, tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından üretilmiş; eylemlerini toplumsal onay biçimlendirmişti. Sen çetenin reisiydin, çünkü diğerleri senin gerçek olduğunu ilan etmişti. Çetenin başına geçmek için dövüştün ve geçtin, ama kendin istediğin için yapmadın bunu, hatta tersine nefret ettiğini sen de bilirsin, diğer çocuklar omzunu sıvazlasın diye yaptın. Peynir Surat’ı paraladın, çünkü ona boyun eğemezdin. O kavgayı yarıda kesemezdin, çünkü sen aşağılık bir hayvansın. Ama sadece bu kadar değil, sana benzer varlıkların anatomilerini bozarken, onların vücutlarını sakatlarken sergilediğin o hayvani gaddarlığı, sen de etrafındakiler gibi erkekliğin ölçütü sandığın için iyice benzettin onu. Arkadaşlarının kızlarını bile ayarttın, neden peki? O kızları istediğinden değil, etrafında bulunan ve senin ahlaki değerlerini oluşturan herkesin içinde, vahşi aygırın ve denizfilinin içgüdüleri vardı da ondan.”
... “Küçükken bu eğitime maruz kalmamış olmaktan ötürü kendimi şanslı sayıyorum. Aksi olsaydı bu akşam hisli gözyaşları dökmekle kalmaz, o kıymetli çiftin soytarılıklarının, seslerinin güzelliğini ve orkestranın çaldığı müziğin nefasetini güçlendirdiğini düşünürdüm. Haklısın. Bu bir eğitim meselesi. Artık yaşım geçti. Ya gerçek neyse onu isterim ya da hiçbir şey istemem. Beni ikna etmeyen bir görüntü düpedüz sahtedir...”
Sayfa 238
Reklam
Semanur Konak tekrar paylaştı.
Ancak hayrete, hayranlığa ayıracak fazla zamanı yoktu Martin'in. Tüm zihnini işe veriyordu. Eli ve kafası durmadan çalışan zeki bir makine, mevcudiyeti o zekânın varlığına armağan olmuş bir insandı. Kâinata ve onun büyük meselelerine ayıracak yer kalmamıştı beyninde. Zihninin tüm o geniş, ferah koridorları kapanmış, sıkıca mühürlenmişti.
Sayfa 170
Semanur Konak tekrar paylaştı.
İnsan denilen yaratığın zihninde yer etmiş olan; kendi renginin, inancının ve siyasetinin en doğrusu, en iyisi olduğuna ve dünyanın dört bir yanına dağılmış diğer tüm insanların kendisinden daha talihsiz konumlara sahip olduğuna inanmasını sağlayan o yaygın dar görüşlülük, Ruth’da da vardı. Eski çağlarda kadın olarak yaratılmadıkları için Yahudilerin Tanrı’larına şükretmesini sağlayan, modern dönemdeyse başka tanrıların yerine yeni bir tanrı koymak için misyonerleri dünyanın en ücra köşelerine gönderen şey, işte bu dar görüşlülüktü. Ruth’un hayatın farklı bir köşesinden gelmiş bu adama biçim verip, kendi köşesinde yaşayan adamlara benzetme arzusu da yine aynı dar görüşlülükten kaynaklanıyordu.
Sayfa 86 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Martin Eden'in ruhu, o ışıltılı derinliklerde kızın ruhunu arıyordu. İçinde en iyi olan ne varsa muhteşem bir akışla dışarı taşıyordu. Sadece onu düşünmek bile Martin Eden'i yüceltiyor, saflaştırıyor, daha iyi biri haline getiriyor ve daha da iyi olmak istemesine yol açıyordu.
Sayfa 42
Sana yolladığım mektuplarda da sadece Mabo’nun cazibesinden bahsedip, Take hakkında kötü şeyler yazdım ama bunu, seni kandırmak için yapmadım. Böyle yazarak kalbimdeki duyguları silmek istedim. Anlayacağın yeni ben, Take’yi düşündüğünde vücudunda bir ağırlık hissediyor ve kanatlarını kaybediyor.
Sayfa 179Kitabı okudu
1.459 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.