Sevgi, insanın tüm varlığına nüfuz ettiği zaman bir anlam ifade eder. Hikmet ile sevgi arasındaki bağın gücü, bu tecrübenin dönüştürücü etkisinden kaynaklanır. Hikmeti sevmek, kendimizi bu idrak ve tecrübe pınarına bırakmaktır. İslam düşünce geleneğinde “Hikmetin başı Allah korkusudur.” sözü de bu noktaya dikkat çeker. Burada korku, bir tehlikeden yahut korkunç bir varlıktan korkmak değil, sevgilinin muhabbetinden mahrum olma ve onu kaybetme korkusudur. Allah’ın rıza ve sevgisini kaybetmekten korkmak, akıl ve hikmet sahibi kişinin yaşam ilkesidir. Arif olan kişi için hakikatin bilgisinden mahrum olmak, aç kalmaktan daha korkunç bir durumdur.
hizliresim.com/sqS7bp
Meriç:O kadar kitap yazdım 1k'da sadece aşktan bahsedilen cümlelerim paylaşılıyor dertliyim
Hawking:Bilim konusunda okunma oranı sitede çok az sorma ben de dertliyim
Sabahattin:Madonna'yı okuyup duruyorlar sanki belediye ekmek kuyruklarında dağıtılıyor herkesin elinde biraz da Markopaşa'yı okuyun
Kafka:Kardeşim böcek möcek bıraksınlar da Dava'yı okusunlar biraz. Kitabın sonu belirsiz kaldı diye sinirleniyorlar ama şu cümle bile kitabı okumaya değecek kadar heyecanlandırıyor insanı "Artık bana yönelik tehlikeden söz etmeyin.Tehlikeden ancak korkmak istediğimde korkarım."
Tolstoy:Savaş ve Barış'ı kırpa kırpa 72 sayfalık versiyona düşürdü bunlar. Kitap dile gelse bana "kendime benzemiyorum" diye bağıracak neredeyse
Halide:Mandayı savundum tamam ama bu hatam dışında birçok doğrum da var neden bu başarılardan da bahsetmiyor bunlar?
Nfk: Siteyi falan şimdi bırakın da Büyük Doğu yine kapandı yakında tekrar açacağım yazar mısın yeni sayıda Nazım?
Nazım: Bırak beni Necip. Kime şiir yazacaktım onu bile unutturdunuz kardeşim bana
Edip: Bana da sandalye çekin ben de geliyorum "Masa da masaymış ha"
"Bir şey" den korkmakla "yok" tan korkmak birbirinden farklı olgulardır. Kierkegaard "yok"u, "insanın birlikte hiçbir şey yapamadığı bir hiç" olarak tanımlamış. Rollo May de Kierkegaard'ın ayrımına katılarak insanın, bilinçdışında, ölüm anksiyetesini korkuya dönüştürmeye çalıştığından söz eder. Çünkü "yok" tan korkmayı "bir şeyler" den korkmaya dönüştürdüğümüzde, kendimizi "bir şeyler" den korumak için bazı mekanizmalar da geliştirebiliriz. Ama "yok"un karşısında insan tamamen çaresizdir.