Kötü her durumda, her yerde ve her zaman dilimi içinde kötüdür; ama iyi bilinip bulunmadıkça ona iyi denemez!
Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını karşılarında görmezler. Hatta onu kendilerinden ayıramazlar bile. Gönül bağı ortadan kalkabilen bir bağ değildir. Çünkü gönülden bağlı olanlar nasıl, ne sebeple ve hangi şartlar altında bağlı olduklarını bilmezler. Bağlılıklarını bir usûle bağlamış olsalardı, her usûlsüzlük bu bağı çözerdi. Bağlarının bir sebebi olsaydı, o sebeple birlikte bağ da kaybolurdu. Belli şartlarda gönül bağı tesis edilebilseydi, o şartlara hâkimiyetle gönüllere hâkimiyet mümkün olurdu. Hâlbuki gönül bağı çözülmez çünkü gönlün nereden bağlı olduğu bulunamaz.
Yaşayacağız yaşamasına , ama canlı kaldığımızı söylemek kolay olmayacak.
Okur Takip Önerileri
Eğer katıksız Türkçe konuşacağım diye tutturursanız "hiçbir şey" diyemezsiniz.
Çünkü "hiç" Farsça, "şey" Arapçadır.
Baş kaldırıyorum o halde varım.” bu daha doğrudur. Aslında” var” olmanın bu üç ölçütünden her biri doğrudur. O, düşünüyor; vardır ki düşünüyor. Duyumsayan, hisseden kimse, vardır ki hissediyor. Baş kaldıran kişi vardır ki baş kaldırıyor, isyan ediyor. Fakat burada üç tane” imek” (var bulunmak) vardır. İnsana özgü olan en üstün varoluş, “ baş kaldırıyorum, o halde varım”dır.
Özgürlüğün geldiği gün o gün ölmek yasak!
"Ne güzel adamlar var
Seven
Özleyen
Bekleyen
İhanet nedir bilmeyen
Aşık olabilen
Ve birde kadınlar var
Böylesi adamlara hiç denk gelmeyen."
Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk
Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş
Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü
Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel
Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni.
Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var.
İşte, zehirli oklar kullanıyoruz o yanıltan savaşlardan. Yıkıyoruz, yaban çiçeklerinin açtığını görüyoruz kıyıda. O kargaşalık içinde ben yıldızlara bakıyorum. Çevresini sogutuyor suya düşen ay. Yıkıyoruz. Yıkmak, kutsal kini yürekli olmanın. İğrenmeden göklere göklere bakmak. Ellerimizi saklamak ellerimizde.
Belki biraz geç kalınmış, biraz yaşlanmış zamanlar.
Gökkubbenin altında değişenler yalnızca kıyafetlerdi, yoksa insan hep aynı insandı.
“Altın tıpkı insanlar gibidir, ayarını bildiğin müddetçe hükmetmek de elde etmek de kolaylaşır.”
Elbette bilgi hem mutluluk, hem acı verir ama hiçbir acı cehaletten daha fazla zahmet verici değildir.