Her bir neslin buluşlarının yanlış olduğu, bir sonraki neslin teknolojisiyle ispatlanmıştı. Ve asırlarca böyle devam etmişti. İnsan öğrendikçe, bilmediğini anlamıştı.
Bir kahraman gibi, destansı bir şekilde ölmeliydi, eski çağlardaki kraliçeler gibi. Yaşamı ışıltılı olmuştu, ölümü de öyle olmalı, binlercesinin uykulu hayranlıklarını sarsarak bir kez daha uyandırmalıydı.
Benden beklenen neydi? Bir umut tohumu mu? Seni karanlıktan alması için alınmış bir bilet mi? Yüreğindeki deliği kapatacak bir yama mı? Öyleyse, yeterli olamadım. Yanına bile yaklaşamadım. Acının merhemi değildim, yalnızca bir başka çıkmaz sokak, bir başka yüktüm.
Yemin ederim ki, yüzünü gördüğümden beri
Tüm dünyam bir hayal, tüm dünya hileli.
Bahçe şaşırmış, hangisi yaprak çiçek hangisi.
Kuşlar kendinden geçmiş; bilememiş hangisi tuzak hangisi kuş yemi.