Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
...yarınki gün de üç sene, beş sene, yüz veya beş yüz sene sonrası kadar meçhuldü, bilinemezdi.
Sayfa 343 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Ve artık zaman harcamamak, ihtiyat yerine sür'atı tercih etmek şarttı.
Sayfa 334 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Zaman artık tıklım tıklım dolu ... akıp gidiyordu.
Sayfa 328 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Bunu ben de düşündüydüm oğlum. Emme düşünmek para etmiyo. Gönülsüzlerin doktoru nasıl araman şimdi? Ne yapacan, yok işte.
Sayfa 211 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
insan ve insanlar yoktur, ümitler, arzular, can çekmeleri, özlemeler, hülyalar yok demeye mecbur olduğunuz kadar abestir, gerçek dışıdır ve sadece taarruz veya ric`at veya oyalama veya sarma veya sarılmama planları, emirleri vardır.
Sayfa 136 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
ikilikler önlenemesin, hakkın, hakikatin, gerçeğin, faziletin nerede olduğu bir türlü bilinemesin ha... Hırslar, küçük hesaplar, yersiz, sebepsiz yüreksizlikler, yüreksizlikten de beter uyuşukluklar, kararsızlıklar önlenemesin, çöküntüyü önlemesi gerekenler hazırlasın çöküntüyü ha!
Sayfa 116 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
Reklam
Ümit artık İstanbul'da değil Ankara'da idi ve bu ümit pırıl pırıldı, muhteşemdi, insanı hayata yeniden kavuşturacak kadar kudretli idi.
İyi yetişmemiş insanların ülkesinde düzen bir bozuldu mu, mağara devri, taş devri hortluyor.
Zaferler olacak, fakat bir gün zafer diye bir şey olmamış sanılacaktı.
Sayfa 328 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Onun bir tarafında çalışan, arayan, inceleyen bir kuvvet vardı ve sanki doğruyu bulan, iyiyi, güzeli aydınlatan, gelecek zamanları şimdiye bağlayan işte bu adı bilinmeyen kuvvetti; büyük buluşlar, mucizeli bilişler o çalışmadan olamazdı.
Sayfa 327 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gitmek mi… Elbette en güzeli, en yakışanı bu idi. Ama nereye, ne ile, nasıl gitmeli, ne götürmeli, hangi gönlü, hangi bedeni götürmeli idi?..
Sayfa 70 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
Kol, bacak bırakanların, ölenlerin hesabında “Osmanlı tab’asından” Nikolar yok muydu?
Sayfa 35 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
Salih’in ağası ve Salihlerin, Salihlerin, Salihlerin, binlerce Salih’in ağası, babası Çanakkale içinde vurulurken, yâd ellerde kalırken, Niko’nun ve Nikoların ağası yaman bir aşçı, yaman birer tüccar olmuştu. Haydi bu bir şey değil. Ama ya şu olan “Ufak tefek şeyler?”
Sayfa 35 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
Salih ve binlerce Salih sınırlarda kol, bacak bırakır, meslek, zanaat bırakırken Niko ve Nikolar usta olmuş, dükkanlar açmış, bahçeler satın almışlardı… Ve birşeyler “Ufak birşeyler” olmuştu.
Sayfa 35 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
Bir dünya çöker de insanın içi fenalaşmaz mı?
Sayfa 19 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.