rapunzel masalındaki
yıllarca kulede kilitli kalan
rapunzel benmişim gibi
ama
rapunzeli kuleye hapseden
zalim cadı da benmişim aslında
o kulenin anahtarını
hiç farkında olmadan
dipsiz bir kuyuya
atıvermişim
- kendi kendini bitirmek
Sen bana ışık ver yeter bende filiz çok.
Köklerin içimde gizlidir,
Gelen, giden arayan, soran dere budak yok.
Bir şiir istersin içinde benzetmeler olan,
Kusura bakma sevgilim,
Heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok.
Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak | Yılmaz Erdoğan
Göğe sessizce yükselen ay on dördündeydi,
Gece akasya dalında asılı gölgeydi,
Bahtiyar başlarımız aynı penceredeydi!
Hala o penceredeyim, lakin sular ölgün,
Sen yoksun ki, vefasız, sularda ay görünsün.
“Ormanda yolunu yitirmiş çocuklar gibi terk edilmişlik içerisindeyiz. Önümde durup bana baktığında, ne sen benim içimdeki acıları anlayabiliyorsun, ne de ben seninkileri. Ve senin önünde kendimi yere atsam, ağlasam ve anlatsam bile, biri sana cehennemi sıcak ve korkunçtur diye anlattığında cehennem hakkında ne bilebilirsen, benim hakkımda da ancak o kadarını bilebilirsin.”
“Evet. Hayat tek bir yöne ilerler. İleriye doğru,” diye devam etti Larkyra. “Hayatın rotasını belirleyen rüzgarlar, ruhlarımızdır. Hayat herkese verilmiş olabilir ama nasıl yaşamak istediğimize sadece ruhlarımız karar verir.”
“Kendime sırt çevirdim herkes gibi. Ne hissettiğim üzerine düşünmedim. Düşünsem yapamazdım. Yapmam dediğim ne varsa yaptım. Benliğim orta yolu bulamadı, akıl sağlığımı korumak için onu da kapattım. Olsun, dedim; bazı insanlar da böyle yaşar.”
“Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün... Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?”
gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersine döner yolunu bulamazsın
içi dışı uzay tozu yansımalar
sahi mi yalan mı anlayamazsın
bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın
sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın
insan insanı kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın