"sana keder verdiğim dolayı saadet duyuyorum; sevildiğimin şahidi bu kederdir. Hem benim içimde, henüz tamamiyle açılıp açılıp genişlememiş bir ufak ferahlık var. Öyle geliyor ki aşkımız, yarın bir yol kenarında sona ermiş olmayacaktır."
Hayat böyledir, halka halka ayrılıklardan örülmüş bir zincirdir ve sonunda bir halka daha vardır, o kopar ve bizi ebedi ayrılığa kapıp götürür. En genç yaşımızdan, ölümlü ve ölümsüz, çeşit çeşit ayrılıklara alışmaya başlarız.
" Ben ancak böyle bir erkeği sevebiliridim.Ateşini dışarıya vermeyen kapalı bir sıcaklığı ve hareketi yüzünde görünmeyen derinden bir çalkantısı olan erkeği..."