Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Liberta Murat

Liberta Murat
@libertamurat
Sıkı Okur
"Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin." ~Andrey Tarkovski~ instagram.com/libertamurat
Reklam
"Yasak mı? Doğal olmayan bir sözcük. Kim yasaklıyor? Bütünleyici işlevin kendisini dıştalıyorsun," dedi Shevek, heyecanla öne eğilerek. "Düzen 'emirler' demek değil. Anarres'ten ayrılmıyoruz, çünkü Anarres biziz. Sen Tirin olduğun için Tirin'in bedenini geride bırakamazsın. Nasıl olduğunu görmek için başka biri olmaya çalışmak isteyebilirsin, ama olamazsın. Seni güç kullanarak engelleyen mi var? Burada güç kullanılarak mı tutuluyoruz? Hangi güç - hangi yasa, hangi hükümet, hangi polis? Hiçbiri. Yalnızca kendi varlığımız, Odocular olarak kendi doğamız. Senin doğanda Tirin olmak var, benimkinde Shevek olmak, ortak doğamızda ise birbirimize karşı sorumlu Odocular olmak var. İşte bu sorumluluk bizim özgürlüğümüz. Ondan kaçmak özgürlüğümüzü yitirmek olur. Sorumluluğun ve özgürlüğün, seçeneğin olmadığı, yalnızca yasaya uymaktan oluşan sahte bir seçeneğin veya yasaya uymamayı izleyen cezanın olduğu bir toplumda yaşamak ister miydin? Gerçek bir hapishanede yaşamak ister miydin?"
"Ne kadar kötümser olursak olalım, intihar etmediğimiz sürece hayatı zorlamaktan yanayım"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
-"Gerçekten çok sevindim. Yazmak en iyi başlangıçtır. Hem de çocukluktan başlamak. Demek kendini affetmeye karar verdin." -"Ne demek oluyor bu!" -".... Herkes yazısı tanınsın ister. Yazısının tanınması için yazar... "
.....gerçek olan sadece bu, parmaklarımla hissettiğim bedenim ve onun içindeki acı veren ateş... geri kalan her şey delilik, hiçbir anlamı yok artık... çünkü orada acı veren, sadece bana acı veriyor... beni endişelendiren sadece beni endişelendiriyor... onlar artık beni anlamıyorlar ve ben de onları... insanoğlu yapayalnız, insanın bu kadar yalnız olabileceği hiç aklıma gelmezdi. ....
Reklam
..... – o insan o gün beni kucaklasaydı ve isteseydi, onunla dünyanın öbür ucuna giderdim, kendi adıma ve çocuklarımın adına leke sürerdim... başkalarının söyleyeceklerini ve içimdeki mantığı umursamaz, onunla giderdim, tıpkı Madame Henriette’in daha bir gün öncesine kadar tanımadığı o genç Fransız’la çekip gitmesi gibi... nereye, ne kadar süreliğine gideceğimizi sormaz, geçmişteki yaşamıma dönüp bakmazdım bile... paramı, ismimi, servetimi, şerefimi bu insan için feda ederdim... dilenirdim ve sanırım onun uğruna bu dünyada her türlü aşağılanmaya katlanırdım. Utanç ya da başkalarını saymak adına ne varsa hepsini bir kenara fırlatırdım; eğer bana tek bir kelime etseydi, bana bir adım yaklaşsaydı o saniye kendimi ona verirdim. Fakat... size söyledim ya... bu tuhaf, durgun insan beni ve içimdeki kadını görmedi... ....
....Ve insan benim gibi –eşimin en eski tutkusuyla iyi öğrenmiş biri olarak– ellerin bu arenasını gözlemlemeye alışkınsa, her zaman başka başka, her zaman beklenmedik şekillerde açığa çıkan insan doğasını gözlemlemek, bir tiyatro oyununu izlemekten ya da müzik dinlemekten daha çok heyecan verir: Kumar oynarken ellerin kaç bin çeşit hareket ettiğini size anlatamam, kıllı ve kıvrık parmaklı vahşi canavar gibi olanlar, örümcek gibi parayı kavrayanlar, sinirli, titrek, solgun tırnaklı, neredeyse paraya dokunmaya bile cesaret edemeyenler, soylular ve aşağı tabakadan olanlar, sert tipler ve çekingenler, hilekârlar ve kekemeler – fakat her biri farklıdır, çünkü her çift el bambaşka bir hayatı ifade eder....
.... Her akşam böylece evinin önünde durdum. İşte akşamın altısına kadar kalıyordum, zor ve yorucu bir işti, fakat seviyordum, çünkü işin tedirginliği kendi tedirginliğimin acısını daha az duymamı sağlıyordu. Ve demir kepenkler arkamdan gürültüyle iner inmez sevgili hedefime koşuyordum. Seni yalnızca bir defa olsun görmek, yalnızca bir defa sana rastlamak, yalnızca bir defa daha bakışlarımla uzaktan olsun yüzünü kucaklayabilmek, tek arzumdu. ....
Geri164
968 öğeden 961 ile 968 arasındakiler gösteriliyor.