Sabitlenmiş gönderi
İnsanlar düşünür
Duman tütünce
Ve tek dilleri vardır
Kimse anlamaz
Dilleri tütünce
Okur Takip Önerileri
30.08
"30 Ağustos'u bensiz kutlayacaklar. Oysa o kadar isterdim ki törene katılmayı. Çocuklarımızı, ordumuzun geçişini görmeyi. Biliyor musun Gökçen, bayrağımızı da özledim; onun şöyle anlı şanlı dalgalanışını, göklerle bütünleşmesini."
28 Ağustos 1938
konuşma
Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten
İyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen 
Ülkü Tamer
"`İnsanlar...` dedim fısıldayarak. 'Taşırlar insanları. Kundaktayken, tabutteyken. Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları istem bir gün onlara da taşınma sırası geleceğini söylediği için taşırlar insanları."
"Toprağın altında sultan yahut köle eşittir ama eser üretenler değil. Dikili bir taşın üzerinde bizim için yazılacak kısacık birkaç kelime, küçük bir desen belki hafızalarda kalmaz ama onların kelimeleri ve desenleri hiç unutulmayacak. Biz bu milletin gören gözü isek onlar atan kalbidir. Kalp kör olursa gözlerin görmesi hiç fayda sağlamaz."
"Biliyor musun, Fuzuli ile Şekspir aynı güneşin altında nefes alıp vermişlerdir. Üstelik Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliet'ten önce yazılmıştır. Leyla'nın muma, Mecnun'un dolunaya hitaplarını okusaydık, Romeo'nun balkon tiradını matah saymazdık. Ama öyle ya, Fuzuli siz komünistlere göre fuzuli, Şekspir ise dünya starı."
(komünist kelimesi yerine batıcılar yazılsa...)
"Ateş her yürekte aynı biçimde yanıyor efendim, acılar ciğerleri aynı şekilde dağlıyor. Ziyaret günlerinde gelen annelerimizin hep aynı şekilde ağladığını ve ziyaret sonunda hep geriye baka baka ayrılıp gidişlerinden öğrendik bunu."
"Oysa hepimiz anladık ki vatanı sevmek yahut haksızlığa tepki göstermek öyle sokaklarda vuruşarak, birbirine kurşun sıkarak, duvarlara sloganlar yazarak olmuyormuş. Bunlar bizi yalnızca kahrolası militanlar yaptı. Adam gibi üniversitelerimizi okuyup bilimde, sanatta, ekonomide, teknolojide ileri götürmek varmış. Üniversiteye gidip devrimi bilimde yaparak, ülküyü sanata yükleyerek, dini ruhlara yerleştirerek ülkeye çağ atlatıp ileri taşımak yerine çatışmaya giderek ülkeyi geri bırakmak küresel bir oyunun piyonu olmaktan başka bir şey değilmiş. Gerçeği yakalamak üzere farklı fikirlerimizi çarpıştırmak yerine kendimiz çarpıştığımız için gençliğimizle birlikte her şeyi heba ettik"
"...siz buradaki solcuları dinleseniz sol yanınız, sağcıları dinleseniz sağ yanınız sızlar. Herkesin farklı bir hikayesi var ama her hikaye ülke trajedisi üstüne..."
"Bu toprakların üzerinde insanlar doğarlar ve ölürler, ama tarih bir kere öldü mü yeni doğacak insanlar zaten ölü doğmuş sayılırlar."
"...bir zafer, aldığın toprağın kendi kimliğin, kendi sesin, kendi şarkın ve kendi anlayışın ile doldurulduğunda zaferdir. Değilse toprağın bekçiliğini yaparsın yalnızca."
"Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir."
19.05
"Yarın bu korkunç geceyi yırtıp parlayan bir sabah yaratacağız."
Halide Edip Adivar, 19 Mayıs 1919