bu kitapta hayatı boyunca delicesine sevdiği, ancak kadının varlığından haberi bile olmayan adama yazılan bir mektup yer alır. sadece kadının, tek kişinin iç dünyasından yola çıkılarak aşkın çözümlemesi yapılır. bu da zaten, sadece stefan zweig kadar psikoloji birikimine sahip bir yazar tarafından mümkün kılınabilirdi. platonik aşkı yaşamayan biri için çok net bir şekilde platoniğin ulaşabileceği maksimum saykoluk noktasını göstermekte olup, çoluğa çocuğa okutulmaması gerektiği fikrindeyim. yazar platonikliğin ağır bir halini ele almış ve insan psikolojisinin sınırlarını, sanrı sayılabilecek düşüncelere neden olan duygularını aşırılığa kaçarak göstermeye çalışmış.
nasıl bir anlatım yeteneği, nasıl bir betimlemeyse artık, okurken tıpkı bir amok koşucusu gibi hissedebilirsiniz. ayrıca kitapta 7 ayrı öykü var. hepsi bir çıkış yolu bulamayan karakterler, bir şekilde son vermek, kaçmak isteyen kişiler. kaçmalarının sebebi ise korktukları bir şey olması değil, aksine kaybedecek hiçbir şey olmadığı için cesurca delirmişcesine hayatlarına son vermek istemeleri. sevdiğim yerin altını çizeyim derken, tüm sayfayı çizdim. bir insana duyulabilecek tutkunun boyutunu da o kadar hoş anlatmış ki stefan zweig, eğer bunları gerçekten yaşayıp yazmadıysa iyice takdir edilesi.
stefan zweig, dünün dünyası’nı sürgündeki intiharından kısa bir süre önce tamamlamıştır. çocukluğunun geçtiği viyana’daki yaşamından, sürgünde geçen ömrünün son demlerine değin hayatının mühim dönemeçlerini anlatması yönüyle otobiyografik, aynı zamanda kendi penceresinden çağının önemli olaylarına yer vermesi, toplumsal ve siyasal anlamda belki kısa ancak yerinde tespitler içeren değerlendirmeleriyle 20. yüzyıl tarihi anlatıcılığını da üstlenen muazzam bir eserdir dünün dünyası. on altı ayrı bölümden oluşur ve kronolojik olarak birbirini takip eden her bölüm yazarın hayatındaki farklı bir dönemi anlatır. kitabı okuduktan sonra stefan zweig neden dünyanın en iyi öykücülerinden biri bunu çok iyi anlıyorsunuz. o kadar çok şey görmüş ki; gözünün önünde cennet ve cehennem aylar içerisinde yer değiştirmiş. çok kısa bir zaman dilimi içerisinde dünya kabuk değiştirmiş ve yazarımız hepsinin göbeğinde yer almış. tarihe bu kadar yakın tanıklık eden biri elbette böyle öyküler yazma konusunda mahir olacaktır.
yazar, baş karakteri aracılığıyla kendi buhranlarını ve geçmişte yaşadığı sürgün ve tutsaklıkları kaleme almıştır. bu eser, savaş psikolojisinin edebiyat üzerindeki en iyi örneklerinden biridir. rivayet odur ki bu kitabın akabinde stefan zweig ilk eşini ikna edemediği için hayata geçiremediği "birlikte intihar" planını 2. eşi ile gerçekleştirmiştir. insanın gerçekten yalnızken, çaresizken, beyninin işleyişiyle ilgili olarak ne derece psikopatlaşabileceğini az biraz hayal edebiliriz bu eserle.
SatrançStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 2016237,5bin okunma
a) yirmi bir yaşındayım
yirmi bir yaşındayım
on saniyede bir titreştiyse
gözkapaklarım
ve günde sekiz saat uyuduysam
dört milyon
dört yüz on dokuz bin
beş yüz yetmiş altı kere
kapadım demektir
gözlerimi insanlara
ve gerçeklere..
yazara gore batida devlet elzem degildir, devletsiz de insanlar yasayabilmistir. ama doguda (osmanlida) devlet herseydir. toplum devletsiz yasayamaz. bunu da bagladigi nokta tarimdir. anadolu topragi "cetin" bir toprak oldugu icin toprak islahi icin buyuk girisimler gerekmektedir. bu yuzden derebeylikler cikmaz anadoludan devlet agir basar.
ittihat ve terakki partisinin halk üzerinde bıraktığı etkiyi yalın bir dille anlatır. ittihatçıların modernleşme kaygılarına karşı halkın onları gavur bellemeleri.
zort şartlara ve engellemelere rağmen toparlanıp örgütlenmeye çalışan subaylar. ve yeni cumhuriyetin kurucularının organizasyonu hakkında okuyucuya güzel bir yol çizmesi.
Yorgun SavaşçıKemal Tahir · Tekin Yayınevi · 19833,183 okunma
"kemal tahir diyaloğu" ve "kemal tahir'in roman anlayışı" konularında çalışma yapmak için hazmedilmesi gereken kitap. kitap okunup giderken; bir romanın kurgusu içinde dahi olsa, hristiyan çocuk mavro'nun dindaşlarından kaçıp bacıların başı devlet hatun'un eteğine yapışıp: "verme beni onlara devlet ana" deyişi, adalet ve can güvenliği konusunda temelleri sağlam bir yapının kuruluşunu çok güzel betimler.romanın kaleme alınma uslubu edebiyatımızda eşinize rastlanır türde değildir. tarihsel ve sosyolojik verilerin son derece güçlü bir edebi anlatımla harmanlaması yıllarca kendisini okutturacak bir dev eseri ortaya çıkartmasına olanak vermiştir kemal tahir'in...
Devlet AnaKemal Tahir · Bilgi Yayınevi · 19676,9bin okunma
kitap mütareke dönemi aydınlarının tavırlarına yönelik eleştiri temalı ilerlese de tam anlamıyla "siyasi bir roman" niteliğindedir.
.yazar kurtuluş savaşı'nın en civcivli döneminde yaşanan siyasi olayları yüzeysel fakat baş karakter “kamil bey’in” şahsi hikayesi ile süslemesini, betimlemesini bilmiştir.
kitapta her ne kadar yer yer siyasi sıkıcı bir havaağır bassa da vatanseverlik ve ihanet ekseninde yaşanan gerçek olaylardan bahsedilmesi bu havayı biraz da olsun hafifletmiştir.
kitabın sonlarına doğru ise aydın olmanın ve vicdanın sesini dinlemenin bedelinin ne kadar ağır olabileceği ve bu umutsuz koşulların kaderinizin gardiyanı olabileceğini betimlemekte.