Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün "gizli cemiyetler", Cizvitler, Tapınak Şövalyeleri, Malta Şövalyeleri, Opus Dei ve Farmasonlar, gruplar halinde küresel bir faaliyet içerisindeler, ancak en tepede tek bir birim var. Bu tek birim, İllüminati/ "aydınlanmış olanlar" olarak bilinen bütün ana gizli cemiyetleri birleştiren birim. Bütün gizli cemiyetler, bir dereceler dizisi ile kendi seçtikleri azınlığı besliyor ve onları İllüminati piramidinin başına doğru yükseltiyor.
Sayfa 73
Bugün "gizli cemiyetler", Cizvitler, Tapınak Şövalyeleri, Malta Şövalyeleri, Opus Dei ve Farmasonlar, gruplar halinde küresel bir faaliyet içerisindeler, ancak en tepede tek bir birim var. Bu tek birim, İllüminati/ "aydınlanmış olanlar" olarak bilinen bütün ana gizli cemiyetleri birleştiren birim. Bütün gizli cemiyetler, bir dereceler dizisi ile kendi seçtikleri azınlığı besliyor ve onları İllüminati piramidinin başına doğru yükseltiyor.
Reklam
İlüminatinin doğuşu
1771’de Jutland’lı Kölmer adlı bir tüccar -ki Mısırda uzun yıllar kalmış ve Avrupaya dönüşünde doğuda öğrendiği Maniheizme dayanan gizli bir doktrini geliştirmişti- Fransa’ya giderken Maita’ya uğramış ve burada Cagliostro ile buluşmuştu. Bu buluşma halk arasında büyük bir hoşnutsuzluk yarattığı için Kölmer, ‘Malta Şövalyeleri’ tarafından adadan kovularak, Avignon ve Lyons kentlerine gitmişti. Buradaki ‘Illumine’ler arasında birkaç taraftar bulmuş ve aynı yıl Almanya’ya giderek orada Weishaupt’la karşılaşmıştı. Kölmer, Weishaupt’u gizli doktrininin bütün sırlarına inisiye etmişti. Barruel’e göre, VVeishaupt beş yılını sistemi üzerinde düşünmekle geçirmiş ve sonunda 1 Mayıs 1776’da ‘Illuminati’ ismini bulmuştu. Weishaupt kendine de ‘Spartacus’ takma adını uygun görmüştü.
223 syf.
·
Puan vermedi
Mehmet Niyazi’nin strateji ve taktik dehası bir Osmanlı Paşası olan Tiryaki Hasan Paşa’yı ve O’nun Kanije’yi savunurken sergilediği muhteşem kahramanlık öyküsünü anlattığı romanı; Kanije. Tiryaki Hasan Paşa, emrindeki bir avuç askerle, Osmanlı’nın gücünün tükenmeye başladığı bir zaman diliminde Haçlı Orduları’na karşı sergilediği muhteşem savunma
Kanije
KanijeMehmed Niyazi · Ötüken Neşriyat · 2018276 okunma
Fatih Sultan Mehmed'den sonra Malta Şövalyeleri'nin misyonu "anti Türk"tür ve Türk denizciliğine karşı savaşmaktır.
Hospitalerler: XII. yy. başında Filistin’de, Kudüs’teki Ermiş Yuhanna hastanesini korumak için kurulmuş bir tarikat. Kısa bir süre sonra, Haçlılar tarafından ele geçirilmiş olan Kutsal Mezar’ı korumak için bir şövalye tarikatına dönüşmüşlerdir. Müslümanlara karşı Tapınak Şövalyeleri’yle birlikte savaşmış olmalarına karşın, Tapınakçılar’a karşıydılar. San Giovanni d’Acri’nin düşüşünden sonra Kıbrıs’a sığınmışlar, daha sonra Rodos’u ele geçirmişler, ‘Rodos Şövalyeleri’ adını almışlardır. Türklerin adayı ele geçirmeleri üzerine bu kez İtalya’ya sığınmışlar, daha sonra Malta’da karargâh kurarak ‘Malta Şövalyeleri’ adını almışlardır. 1789’da Napolyon tarafından Malta’dan kovulunca Roma’ya yerleşmişlerdir.
Reklam
Ezberbozan
Dönemin propagandacıları faaliyetlerinine kadar dini bir vecibe gibi lanse ederse etsin, Akdeniz korsanları Ortaçağ'dan beri kendi din kardeşlerine saldırmaktan imtina etmemiştir. İncelediğimiz dönemde, Malta şövalyeleri gibi dini bir kisve altında faaliyet gösterenler de dâhil, Hıristiyan korsanların Hıristiyan gemilerine saldırdığı ve hatta din kardeşlerini esir ettiği birçok örneğe rastlamak mümkündür.
Orataçağ'da Haçlı savaşlarında önde gelen Fransa, Yeniçağ'da da geleneği sürdürmüş; Osmanlı'ya karşı Haçlı planlarına yakın ilgi göstermiş, Bizans'ı veya onun yerine Latin Doğu İmparatorluğu'nu ihya projeleri yazılıp çizilmiş; hatta Avusturya, Venedik Cumhuriyeti, Malta Şövalyeleri yanında Fransız birlikleri Osmanlı'ya karşı savaşmışlardır.
Sayfa 251 - Avrupa Birliği Ve TürkiyeKitabı okudu
Aziz Yuhanna Şövalyeleri, (Rodos Şövalyeleri ya da Malta Şövalyeleri olarak da bilinir) Hıristiyan köktendinci dünya görüşleriyle Venediklileri sadece, o sırada Venedik sakinleri için kullanılan amiyane tabirle “Türklerin orospuları” olarak görüyorlardı.
Dönemin propagandacıları faaliyetlerini ne kadar dinî bir vecibe gibi lanse ederse etsin, Akdeniz korsanları Ortaçağ'dan beri kendi din kardeşlerine saldırmaktan imtina etmemiştir. İncelediğimiz dönemde, Malta şövalyeleri gibi dinî bir kisve altında faaliyet gösterenler de dâhil, Hıristiyan korsanların Hıristiyan gemilerine saldırdığı ve hatta din kardeşlerini esir ettiği birçok örneğe rastlamak mümkündür.
Sayfa 97 - Kronik Kitap
115 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.