meyvenin yüreği

Vüs'at O. Bener
''Yüzündeki küf sarılığı hâlâ gözümün önünde. Korkuyu bu denli sıvaşık, elimle sıyıracak denli yakınca görmemiştim. Öyle yayılıvermişti esmer derisinin altına.''
Sayfa 42 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
meyvenin yüreği

meyvenin yüreği

, bir kitap okudu
112 syf.
·
Puan vermedi
Havva
HavvaVüs'at O. Bener
7.4/10 · 552 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
264 syf.
·
Puan vermedi
Bir arkadaş önerisi ile büyük beklentiler içinde edinip okuduğum kitaptır. Dil bilimi üzerine eğitim almış, etimolojiye liseden beri merak duyan biri olarak -maalesef- kitabı nesnel, profesyonel ve derin bulmadım. Bir de yazarın her tahlil sonrası duygularını ve düşüncelerini, hatta anılarını notlara iliştirmiş olmasını şaşkınlıkla okudum, yer yer komik buldum. Bkz. syf. 126, Amaç kelimesinin tahlili: ''Bence de Türkçe kökenli olup olmamasının önemi yok. Önemli olan Özdemir Asaf'ın satırlarında ahenkle dans etmesi... '' gibi, Bkz. syf. 151, Fuşya kelimesinin tahlili: ''Yıllar önce bir giyim mağazasındaki görevli elemana ''Çingene pembesi kazağa bakabilir miyim?'' diye sormuştum.'' gibi, aşırı öznel olan bu tutum, beni konunun özünden uzaklaştırdı. Fakültede dinlediğim bir ders olsaydı bu kitap, belki o zaman daha öğretici olabilirdi. Yazarın tam olarak yapmak istediği de budur belki; sohbet havasında kelime köken bilgisi vermek. Bilemeyiz, adı üstünde Sözcük Hikayeleri. Etimolojiye yeni merak duyan biri için ideal bir biçemi var diyebilirim. Dil biliminde ''bence''nin yeri olmadığını düşünerek ve yine de yazarımızın emeğine saygı duyarak düşüncelerimi belirtmek istedim. Etimolojiye, kelime kalbine, en derine müptela olmaya devam tabii. Keyifli okumalar.
Sözcük Hikayeleri
Sözcük HikayeleriHatice Şirin · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 2019265 okunma
''Pazara gitmem gerekliydi. Mevsimler pazarlarla gelir. Sebzeleri, meyveleri tablalara doldururlar. Gürültücü bir kadınlar kalabalığı arasında renkleri yaşamayı becerebilmem gerekir. Kendimi onlardan ayırır, renklere veririm. Domateslerin kırmızısından, HAYDİ BABAM MARUL BUNLAR NE MARUL! Yeşile geçerim. AYŞEKADIN HANIM ABLA. ŞUNA BAK, SÜT BU SÜT... Bol su serperler salatalıkların üzerine. Kiraz, küçük komşu kızın kulaklarında küpe olunca gülümserim. Çocuk mavi gözlüdür. Mevsim bahardır. Artık kirazların kurtlu olup olmadığını tartışmayalı yıllar oluyor. Kurtluysa yemem. Nasıl ki, daha pazara varmadan, yaz sonlarında bir gün, havadan aldığım bir kokuyla, pazara taze ceviz gelmiş olduğunu bilirim. Burada, onu düşünüyorum. Marulları bol sularla yıkamanın tadını bilmeden, bir erkeği tanımaya kalkıyor...''
Sayfa 50 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri110
164 öğeden 151 ile 164 arasındakiler gösteriliyor.