Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rousseau'nun öğretisinin temelinde de bunlar vardır; bizim meclis uygulamalarımızın temelinde de, aşağı-yukarı aynı düşünceler bulunmaktadır. Bu yüzden bunların nedenlerini bilmek son derecede önemlidir. Kuşkusuz düşüncelerde bir yanılmadan ileri geldiklerini, bayağı bir mantık yanlışı olduklarını, bu yanlışı düzeltmek için onu dile getirmenin, kanıtlı olarak göstermenin, o düşüncelere geri dönülmesini eğitimle, uygun öğütlerle önlemenin yeterli olacağını söylemek kolaydır. Ama bireylerin yanlışları gibi toplumların yaptığı yanlışların da nesnel nedenleri vardır ve onları düzeltmek, ancak o nedenler üzerinde etkide bulunarak olanaklıdır. Renk körlerinin renkler konusunda yanılmaları, onların görme organlarının bu yanılmaya neden olacak biçimde yapılmış olmasından dolayıdır; istendiği ölçüde uyarılsınlar, her şeyi gördükleri gibi görmekte süre gideceklerdir. Bunun gibi, eğer bir halk devletin rolünü, onunla girmek durumunda olduğu ilişkilerin niteliğini böyle tasarlıyorsa, toplumsal durumda bu yanlış tasarıma yol açan bir şey var demektir. Bu organik yapı değiştirilmedikçe, hiçbir azarlama, hiçbir çağrı, o yanlışı ortadan kaldırmaya yetmez. Kuşkusuz hastaya rahatsızlığını ve bunun yol açtığı sakıncaları açıklamak yararsız değildir, ama iyileşebilmesi için onun koşullarını kendisine göstermek gerekir ki onları değiştirebilsin. Böyle değişimler ise güzel sözlerle olamaz.
Sayfa 119
Sağduyu, insanlar arasındaki en yaygın niteliktir çünkü herkes bundan kendisine bolca bahşedildiğini düşünür ve her hususta tatmin edilmesi en zor kişiler dahi, genellikle sahip oldukları sağduyudan fazlasını istemez. Böyle bir durumda herkesin yanılması muhtemel olmadığı gibi "sağduyu" veya "akıl" şeklinde tanımlanan iyi yargılamanın ve doğruyu yanlıştan ayırt edebilme becerisinin tüm insanlığa eşit dağıtıldığının göstergesidir. Dolayısıyla düşüncelerimizin çeşitliliği, bir kısmının diğerlerinden daha fazla mantık içermesinden değil, bunları farklı yönlerden ele almamızdan ve aynı şeyleri düşünmediğimiz gerçeğinden kaynaklanmaktadır.
Reklam
"Aşk denilen şey budur herhalde, diye düşünüyordu Ruth, o anda nasip olan kısacık mantık anında."
“Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere..” Einstein
Sayfa 56
Bir doktorun her hastaya aynı reçeteyi yazmasını beklemekte bir mantık hatası vardır. Nasihat isteyen cimriye, kitâb-ı iktisattan ders vermek, ateşi benzinle söndürmeye çalışmak gibidir. Geleneksel tıbbın düsturlarından biri şudur, “Her illet (hastalık) zıdd-ı tabiatıyla tedavi olunur.”
Sayfa 109Kitabı okudu
… Frankfurt Okulu, Almanya'da aslında sosyalizmin zaferi için fikir üreten bir düşünce kuruluşu olarak başlamış ve var olan bilimsel materyalizm ve ampirizm paradigması çerçevesinde beklenen sosyal değişimin gerçekleşmeyeceği kanaatine varılmıştır. Ve böyle bir sosyal değişimin mümkün olabilmesi için radikal bir yeniden yapılandırma düşünce
Sayfa 41
Reklam
Kendilerine "felâsife" denilen bu kimseler, İslam dünyası içinde ilk olarak MS 9. yüzyıldan itibaren antik Yunan bilimsel-felsefi mirası, yoğun bir çeviri faaliyetinden sonra Müslüman dünyasına kazandırılmasının ardından ortaya çıkmışlardır. Bunlar o zamana kadar İslam dünyasına yabancı mantık, fizik, astronomi, metafizik, ilahiyat gibi birtakım bilim veya disiplinlerde çalışmalar yapıyor, görüşler ileri sürüyor, tartışıyor ve bütün bunları yaparken de o zamana kadar çoktan ortaya çıkmış ve gelişmiş olan fıkıh, tefsir, hadis, kelam gibi "İslami-nakli" denilen bilimlerde başvurulan yöntemlerden yapısal olarak farklı yöntemlere veya metodolojiye dayanıyorlardı. Bunlar, İslamdan önceki bir dünyada başlatılmış olan bir işi, bir etkinliği devam ettirmekte; bir ilgi ve kaygıyı sürdürmekteydiler. Tek cümleyle bu insanlar, "kendilerine intikal etmiş olduğu biçimiyle Yunan veya antik felsefeden tevarüs etmiş oldukları sorun ve konular üzerinde eski Yunan veya antikçağ filozoflarının yöntemlerini kullanarak insan, evren, toplum, Tanrı vs üzerine bilgi değeri taşıyan bazı sonuçlara varmak isteyen insanlardı." Bundan dolayı onların yaptığı işe, o işin eski dünyadaki adı olan felsefe, onların kendilerine de o işi eskiden yapan insanlara verilen feylesof adı verildi, daha doğrusu bu adlar Arapçalaştırılarak korundu.
İnsanda mantık olmalı. Düşünce olmalı. Düşünce nasıl olur? Bilgiyle olur. Bilgi de kitaplardadır.
Sayfa 73
“Tarih insanı bilge kılar, şiir iç-zenginliği, matematik titizlik, doğal bilimler derinlik, mantık ile söz söyleme sanatı ise tartışma yeteneği kazandırır.”
Yapı Kredi Yayınları, “Öğrenim Üstüne”
Yayla tutkusu içimizde "mantık ile açıklanmayacak derin bir istek ve içgüdü 'dür.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.