Kendilerine yardım edenlere Allah da yardım eder.
Tam olarak nasıl gerçekleştiğini bilmediklerinden insanlar ruhlarının eşini bulduklarında bunu Şansa, kadere, talihe, mucizeye ya da Tanrı'nın lutfuna bağlarlar. Gerçekten büyük olan her şey Tanrı nın yardımıyla gerçekleşmiştir ama kendilerine yardım edenlere Tanrı da yardım eder. Her gün ne yaptıklarının farkında olmadan herkes ruhunun eşini bulmak için bir şeyler yapmaktadır. Doğru yere doğru zamanda giderek mucizenin gerçekleşmesine yardım ederler.
Meyve olgunlaştığında elimizi uzatıp onu dalından koparırız. Benzeri şekilde hazır olduğumuzda ve doğru yerde bulunduğumuzda ruhumuzun eşini buluruz. Amaçlı olarak ya da olmayarak bu kişiler kendilerini öylesine olumlu bir ortamda bulurlar ki bu ortam onların anında bir kimya hissedebilecekleri kişilerle karşılaşmalarına neden olur.
Önemli olan ne kadar zekâya sahip olduğunuz değil, sahip olduğunuz zekâyı nasıl kullandığınızdır.
Zekânızı yönlendiren düşünce, zekâ gücünüzün miktarından daha önemlidir.
Hayatının mutluluğu düşüncelerinin niteliğine bağımlıdır. Onun için buna dikkat et, fazilete ve eşyanın tabiatına uymayan hiçbir düşüncenin kafanı işgal etmesine müsaade etme.
Marcus Aurelius
Mesela bu gizliliğinize, güvenlik endişelerine sesli konuşma vs için numaranızı vermemenizi pek çok psikolog obsesif kaygi sorunu şeklinde öngörebilir, pek çok insanda da aynı vardır ben de dahil fakat hakikatte durum çok farklı olabilir, bunlar sadece ön yargı ile hareket edilerek verilecek kararlar değil, çok iyi analiz edilmesi yoğun zaman geçirerek bu kanıya varilabilir, felsefi, psikolojik, astrolojik, aile, arkadaşlar, çevre, çocuklukta yaşanan olay ve trajediler o kadar çok etki ediyor ki insanın karar ve davranışlarına. Hemen etiketlemek kolay ama cahilce
İyi ve insani ilişkilerin tek bir kuralını söylemek güçtür fakat bütün dinlerin ve ahlak felsefesinin esasını teşkil eden ve Altın Kural diye adlanmış olan şu kural her zaman işimize yarayabilir.
"Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma, sana hoş gelen şeyi sen de başkalarına yap!"
Ne kadar küçük ve önemsiz olursa olsun, her ferdin değişmeyen bir temel ihtiyacı vardır. O da "takdir edilmek", "adam yerine konulmak" ihtiyacıdır. Hepimiz başkalarının bize ihtiyaç duymalarını bekleriz.
Soysuz bir idareci yeni bir mevkiye geçer geçmez ilk iş olarak kendisine uygun aletler bulmaya çalışır. Bunlar onun adına yalnız menfaat toplayan değil aynı zamanda onun istediğine göre işlerin seyrini sağlayan kimselerdir.
Bu tip ajanları bulmak güç değildir çünkü onun bu şöhreti daha kendisi o mevkiye gelmeden önce her tarafa yayılmıştır. Bazı