Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe Sıkılı

Usta bir fırıncıyı izleyerek ellerini kullanmayı, malzemeleri ölçüyü kaçırmadan harmanlamayı öğreneceksin. Çiftçiyi izleyerek sabrı, sebatı, mevsimlere saygı duymayı, vaktini fırtınalara söverek kaybetmemeyi öğreneceksin
Sayfa 38 - Can YayıneviKitabı okudu
Reklam
Günümüz aydınları içinde Anti-Kemalizm'i( Kemalizm karşıtlığı) ilerici bir düşünce tarzı sayanlar bu milletin Atatürk'e olan bağlılığını anlayamazlar. Herkes yaşlısı, genci, köylüsü, kentlisi, bu ülkenin ancak Mustafa Kemal sayesinde yeniden yaşanabilir bir hale geldiğini biliyordu. Özellikle yirmi birinci yüzyılın başında Bosna-Hersek'te Müslüman azınlığa yapılan etnik temizliği izleyen bugünkü kuşaklar Atatürk'ün büyüklüğünü daha iyi anlamaya çalışmalıdır.
Sayfa 97 - Kırmızı KediKitabı okudu
Açlık
Macchu Picchu, taş taş üstüne koydun da, Açlıkla mı attın temeli? Elmas üstüne elmas yığdın da Gözyaşıyla mı attın temeli? "Pablo Neruda"
Sayfa 86 - İthakiKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... Seçimini hayattan yana yapabilecek insanlara ihtiyacımız var. Bana kalırsa bu insanları kadınların arasında arayabiliriz. Ne de olsa tüm kurallar, kanunlar, düzenlemeler, dini vecibeler -tüm ahlak kuralları- erkekler tarafından yine erkekler için koyulmuş, düzenlenmiş, yapılmıştır. Sadece bir-iki kuşak öncesine kadar bu tamamen ve harfiyen doğruydu. Kadınların ne bir sesi ne de bir oyu vardı. Artık makul gözükmüyor. Hayatımız, çocuklarımızın hayatı tehlikede.
Sayfa 42 - İthakiKitabı okudu
Sabit Beyin Spor Ayakkabıları
"Eğer tümüyle kilitlendiğini düşünüyorsan, çocukluğuna doğru bir yolculuğa çık. Çocukluk çitlerle çevrilmemiş bir özgürlük bahçesidir. Düşünce atarı özgürce koşar orada"
Sayfa 97 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
10. Baskıya Önsöz
Yeni Türk Devletini, Cumhuriyet'i yaratan ulusal güçtür., ulusal gücü eyleme yöneltmektir. Ulusal Savaşta ve Lozan'da dış güçlere karşı direnen ve sonuç alan Türk Ulusunun, günümüzde aynı güçler karşısında zayıf duruma düşürülmesi kabul edilecek bir durum değildir.
TC. İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bızdık
"Peki babamın gecikeceğini nereden biliyorsun?" "Kuşlar söyledi ." Bunu der demez gür bir kahkaha patlattı domuz. "Siz insanlar bu lafı yalanlarınızı sevimli göstermek için kullanırsınız ama bizim dünyamızda öyle değildir. Hayvanlar birbirlerine gerçekleri anlatır hep. Biraz önce iki alakarga söyledi. Babanın arabası arıza yapmış. Daha bekleyeceksin yani"
Sayfa 80 - Can YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu toprakları içinde üç büyük dinin kutsal şehirleri yer aldığı için nüfusun büyük kısmı dindardı. Halkın birçoğu postalarının güvenli ve zamanında ulaşması için iyi ruhlardan yardım ister ve bunu zarfın üzerine bazen bir dua (Bimennihi te'ala- Allah'ın yardımıyla), numara ve daire, bazen de bir işaret koyarak dile getirirdi.
Sayfa 34 - ALFAKitabı okuyor
Ortalık Aydınlanıyor
Çünkü ışık değerlidir, ama bedelini oyulan iki gözümle ödeyeceksem hiç bir değeri kalmaz. ARAGON, La Diane française
Yıllar önce Almanya'ya gelen Anadolulular, devasa bir ağacın kesilmiş bir dalı gibiydi. Ağaç yaralanmasına rağmen bundan hiç etkilenmemişti, fakat gövdesinden ayrılan dal, farklı bir iklimde boy vermeye başlamış, emdiği su, büyüdüğü toprak, serpildiği hava onu bambaşka bir ağaca dönüştürmüştü. Onlar artık ne Alman'dı ne de Türk.
Sayfa 461Kitabı okudu
Reklam
Sanatın gerçekle ilişkisini sorunlu mu buluyorsunuz? Yalnız sanatın değil ki, hayatın kendisinin gerçekle ilişkisi sorunlu. Gerçek diye bir şey kalmadı artık. Sosyal medyaya bakın, her türlü mecraya bakın, çarpıtılmış bir gerçek akmıyor mu? Post truth diye adını koydular, tamam artık.
Sayfa 19 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Gülmek
Dinle ey dost ve kardeş; eğer bir deven varsa o zaman onu yavaş sürmeye özen göster, çünkü yumuşak çöl kumuna alıştıkları için sert dağlık yollar, onun ayaklarını acıtır, sen onun yumuşak ayaklarını düşünmek zorundasın. Eğer bir atın varsa sırtında hafif olmaya çalış ki seni bir bulut gibi taşırken rüzgarla yarışabilsin.
Sayfa 52 - Alfa/ EdebiyatKitabı okuyor
Yemek yesin, kalacak yer bulsun diye ona para verebilirdim, fakat ona acı veren şey vücudu değildi, hayır efendim, onun mutsuzluğu ruhundan gelmekteydi ve bendeniz bu ruha erişememekteydi hiç.
16 Şubat 1969 Pazar günü İstanbul'da ABD'lileri bile şoke eden bir olay yaşandı. Kamyonlarla ve otobüslerle Anadolu'nun her yerinden taşınan dinci-ülkücü komandolar, Dolmabahçe'de demirli 6. Filoya ait bir gemiyi kıble yapıp namaz kıldılar
Sayfa 67 - Doğan KitapKitabı okudu
Sputnik bugünkü uzay istasyonlarıyla karşılaştırıldığında 53cm çapında bir küre, basit radyo sinyalleri gönderebilen pek mütevazi bir cihazdı ama bir ilkti. En az uydu kadar önemlisi ise roketiydi. R-7 roketi Dünya askerlik tarihine ilk kıtalararası balistik füze olarak geçti.
30 Ekim 1918 de Mudanya'da imzalanan Mondros Mütarekesi ( notum: Mondros Ateşkesi Limni Adasının Mondros Limanında imzalanmıştır. sanırım yazarın gözünden kaçmış. Bu karışıklığın sebebi Mudanya'nın eski isminin Mondoros olmasından kaynaklanabilir mi diye de düşündüm) kuklaya dönmüş Osmanlı hanedanına dokunmuyor ama ordunun silahsızlanmasını, sınırları Abdülhamit (II) dönemindeki genişliğinin üçte birine çekilmiş olan ülkenin kaynaklarına el konulmasını öngörüyordu.
Sayfa 59 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Görünenin bilinenin, tüm duyuların ötesine yaslanma ihtiyacı gerçeküstü bir öteyerin inşa edilmesine yol açmıştır. Yeryüzünde olmayan, arzulananın arandığı bir yokyer bu senaryonun keşfedilen topografyasını oluşturur.
Sayfa 169Kitabı okudu
cinsiyeti inşa eden anlatılar
Doğada uzun süre bedeniyle yaşayan insan, tarım ve yerleşik yaşam değişiklikleriyle birlikte, kendi bedenini ve cinsiyet rollerini tanımlama gereği duymuş, düzen ve normatif yasal düzen için bu iki cinsiyeti bütün bedenlere giydirmiş, karşılığında da onlardan buna uygun davranmalarını beklemiştir. Bir üçüncüsüne tahammül olmadığı gibi ikili cinsiyet içinde de adaletli bir dağılım olmamış, Buğday uygarlığı, ataerkil bir forma dönüşmüş, eril zihniyetin diğerlerini baskılamasıyla sonuçlanmıştır.
Sayfa 115Kitabı okudu
Mahallenin delikanlılarından dayak yiyiince kahvehaneden adam toplayıp gelen sahte bitirimler gibi daha fazla askerle daha çok topla tüfekle gelecekleri belliydi. Nitekim bir yandan Yunanistan'dan Makedonya'dan yeni kıtalar getirdiler, bir yandan da Osmanlı Rumlarından birlikler kurdular. İngilizlerin bunlara gemilerle Mudanyaya sürekli top obüs kamyon getirdiğini duyuyorduk. Bizimse sırtımızı yaslayabişeceğimiz tek kuvvet bağımsızlığı için dövüştüğümüz milletti.
Delikli demir çıktı mertlik bozuldu Gitti dünya merd elinden kaldı namerd ortada
Canavarlara bakıp, onlarla mücadele edip canavar olmamak, İyi olmak, karanlık değil, aydınlık olmak dileğiyle. Seçkin Sarpkaya
"Ham idim, kamuya râmoldum. El idim, herkesecan oldum. Dolu içtim esridim. Bencildim, benden geçtim... Uyur idim uyandım. Dört kapıyı dolandım. Kırk menzili aşarak, aynı ceme bulandım. Tığıbendimi taktım, arşıalaya çıktım. Bulutların üstünden âlemi seyreyledim. Yağmur damlası oldum. Kuru toprağa bandım. Âlem beni seyreyledi."
Sayfa 142 - Cumhuriyet kitaplarıKitabı okudu