Firdevsi Şehnamesinden;
Olmayacaksa İran olmasın benim için ten,
Kalmasın bu topraklarda bir canlı ten,
Vatanımız ve çocuklarımız uğruna,
Namusumuz, küçük çocuklarımız ve yakınlarımız uğruna,
Vatanımızı düşmana teslim etmekten,
Daha iyidir hep birlikte gitmemiz ölüme.
Bu dizeler üzerinde düşünüp ders çıkarmak mümkün. Aralarında yüzyıllar olmasına rağmen Atatürk'ümüzün Ya İstiklal ya ölüm sözüyle ne kadar benzerlik bulunmaktadır değil mi? Ama bence artık bu topraklarda yaşamak ve yaşayarak bağımsız ve özgür bir toplum olmak, insanlığa yaraşır bir hayat sürmek zamanıdır. Bu aşamaya gelmek için de doğanın toprağın emeğin değerini bilen kamil bir toplum olmak gerek.
Firdevsi'nin Şahname'sine yeni başladım. Belki klasik bir deyiş ama sonuna kadar gerçek bence < zor zamanlar, bunalımlı dönemler büyük değerler yetiştirir. Ne yazık ki devrinde önemi anlaşılmaz.
Günümüz aydınları içinde Anti-Kemalizm'i( Kemalizm karşıtlığı) ilerici bir düşünce tarzı sayanlar bu milletin Atatürk'e olan bağlılığını anlayamazlar. Herkes yaşlısı, genci, köylüsü, kentlisi, bu ülkenin ancak Mustafa Kemal sayesinde yeniden yaşanabilir bir hale geldiğini biliyordu. Özellikle yirmi birinci yüzyılın başında Bosna-Hersek'te Müslüman azınlığa yapılan etnik temizliği izleyen bugünkü kuşaklar Atatürk'ün büyüklüğünü daha iyi anlamaya çalışmalıdır.
YİTEN
Yitirmekten ürktüğün
Senden olmayandır
Yiten yiter sen kalırsın
Sen sen olursun yeniden
Ellerinle büyüttüğün
Çiçeği koparsalar
Çiçek ölür sen özgür
Sen sen olursun yeniden
Yol bitende kavuştuğun
Aştığına değmez mi
Yiten yiter yaban biter
Sen sen olursun yeniden
Bülent ECEVİT (#tarih-Fotografik Hafıza- Ozan Sağdıç'tan alınmıştır)
Badeci Şeyh diye tanınan ve dava konusu olan Uğur Korkmaz'ın dini kullanarak müritlerine sapkınlığa varan fiilleri açıkça anlatılmış. Polis baskınından başlayarak, dava dosyası ve mahkeme tutanakları üzerinden anlatılmış. Yargıtay aşaması da bu kitapta ele alınmış. 14. Bölümdeki şeyhin avukatının beni şaşırttığını söylemeliyim. 15. Bölümde Timur Soykan'ın sorularına oldukça doyurucu yanıtlar veren Saadettin Merdin'in açıklamalarını aydınlatıcı buldum. 16. Bölümde yazarın değerlendirmesi bulunmakta. Tarikatlara ve ülkemizdeki tarikat gerçeklerine kuşbakışı bakma şansı vermekte. Değerlendirme bölümündeki şu soru ne yazık ki yanıtsız: "İhbarın çocukların cinsel istismara maruz kaldığı yönünde olmasına, ifadelerde bu yönde iddialar yer almasına ve internete yüklenmiş zikir görüntülerinde çocukların bulunmasına karşın soruşturma neden bu yönde genişletilmedi?" Evet neden?
Badeci Şeyhin Sır odası (Timur Soykan) kitabını okuyorum ve her bir satırında hayretler içinde kalıyorum. Bir toplum eğitilmez ise dini ve toplumsal açıdan da nasıl çürür görüyorum. Kahroluyorum.