Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

zâtî

zâtî
@mavihulyalar
Bîzârım ümidime kurulan her tuzaktan...
İki şakk oldu zebânı lezzetinden hâmenün Tâ ki şekker la'lünün evsâfını zikr eyledüm.. Senin şeker dudaklarını düşününce onun tadından kalemin ucu yarıldı...( Susuzluktan nasıl dudaklar yarılırsa, yârin hasretiyle de onu yazan kalem yarıldı.)
Reklam
Kalp soğumuşsa şayet, onu sımsıcak gönülden alıp buz çöllerine süren akıl ve aklın marifetidir. Ve haksızca bahanelerle tüketilen sevginin âhıyla soğuk olan kalp ömür boyu ayrılık cehenneminin nârıyla ısınacaktır ancak. Seven bunu hiç istemese de adalet her ki cihanda ilmek ilmek dokunacaktır... (S.Salman)
Ay ışığını nerden alırsa alsın görünüp ışımak için geceye muhtaç...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir boşluktayım derviş... İki yanım önüm arkam karanlık...Dayanağım yok elimdeki âsâdan gayrı... Korkmadım gözümle gördüğüm hiç bir şeyden lakin gözlerim korkuyor artık... Bir meçhulü adımlıyor ayaklarım... Geldiğim meçhul varacağım yine aynı yer... Anladım ki sadece yolmuş hayat, ömür denen şey de muamma... Bir yolcuya bu kadar keder azık olur mu derviş? Çeker mi bu zayıf ayaklar bu kadar ağır heybeyi? ... İnsan kendini ne zaman ve nasıl tamamlar derviş? Hep aramakla mi geçer ömür? Aranan neden bulunmaz? Bulmak için aramadığımızdan mı yoksa bulunacak yerde aramadığımız için mi... Şayet bulan olsa söyler mi? Madem bulan demez... Ekseriyet bulamaz, neden bu arayış? Vuslat bir sırdır, bu hayatta çözülmeyen...
Geh safa buldı gönül âyinesi gah keder ʿÁlemün hâli budur böyle gelür böyle gider...
Reklam
"Sesimi bağırmadan duyamayacak kadar uzaktasın" dedi adam... Aramız neden açıldı, neden beklemiyorsun beni. Bensiz neden yürüyorsun... Ya ben de ardın sıra koşmazsam görünmez olursun, sesini hiç duyamam... Ama dedi kadın...'belki' de ve sonra 'keşke' ile başlayan bir cümle kurdu... Keşke ile başlayan cümleleri duymasan da olur... Ondan sonra gelen cümle pişmanlıktır, acıdır, çaresizliktir, karanlıktır, sığınmadır, çoğu zaman da bahane; olana da olabileceğe de tuzaktır... Duymadı adam... gerek duymadı daha doğrusu...
Zülf-i dil-ber gibi ey Zâtî perîşânsın yine Cevri bî-had yohsa bir yâr-i perî-şânun mı var  (Yârin zülüfleri gibi perişansın ey Zatî... Yoksa cefada sınırı olmayan bir yârim mi var?)
Garîbem, gurbete düştüm; gönül âvâre, yârim yok Benim âh ettiğim ayb eylemen kim ihtiyârım yok...
Gözlerinden mekre uğrarsın sakın ey şîr-i dil Gâfil olma sihr ile olmış iki âhû imiş... ( Ey aslan gönüllü, onun gözlerinden sakın, zarara uğratan çünkü onlar sihirle yapılmış iki ceylan)
Bir lebi gonca yüzi gül nâzenînün yâdına Zâtiyâ bir tâze dîvân-ı zarâfet bağladum.. (Yârin gonca dudak ve gül yüzüne bir yeni divan bağladım( şiirler yazmak)
Reklam
Nice sengîn-dil imişsin sana kâr itmedi âh Eride od gibi ger mermere yazsam sühanüm... (Ne taş gönüllü imişsin sana feryadım, sözüm kâr etmiyor. Sözümü mermere yazsaydın ateş gibi eritirdi...)
Riyâzetler çeküp esmâ okursın görmek istersin Görinmezse sana Zâtî ‘acebdür ol perî-peyker ( Dualar okuyup esma , Allah'ın isimleri kastedilmiş)zikirleri çekiyorum seni görmek için... Neden görünmüyor o peri acaba) Rüyada veya gerçekte sevdiğini görmek için edilen dualar ve zikirler vardır, bunlar kastedilmiş.)
Gönlümi yıkma hayâlün tahtıdur cânâ didüm Didi olur meskeni gencînenün vîrâneler (Ey sevgili gönlümü yıkma orası hayalin tahtıdır dedim, dedi ki hazineler harabelerde bulunur...)
Ayıttı ol peri bir gün düşüne girüren bir şeb Sevincimden nice yıllar geçiptir görmedim uyku... (O güzel , "Bir gece rüyana gireceğim!" dedi. Bunun sevinciyle nice yıllar geçti gözüme uyku girmiyor.) Not: Bana Divan şiirini sevdiren ve Zatî'ye hayran bırakan beyit. Bu nasıl bir ifadedir nasıl bir zeka ve sanattır. Tezat sanatı bu kadar mı güzel işlenir... Divan şiiri maya, öz... Bir beyit on şiire bedel...
Zati yere melekler iner leyI-i Kadrde Girerse gönlüme bu gece yeridir o yâr. ( Bu ne zarif ve güzel bir iltifattır... Kadir gecesinde yere melekler iner, bu gece de Kadir gecesi, gönlüme o yâr girse yeridir...)
5,4bin öğeden 5,4bin ile 5,4bin arasındakiler gösteriliyor.