"Allâh'tan bir şey isterken; ağlamaktan çekinme, sözleri düzenlemeye çalışma, susarak vakit kaybetme. O her dili, lehçeyi, kalp kırıklıklarını işitir."
"Bir şeyler yapıyorum.
Yürüyorum,
Konuşuyorum,
Yemek yiyorum,
Yani her zaman yaptığım işleri
sürdürüyorum.
Ama nasıl anlatsam,
Bir boşluk duygusu içinde.
Sanki içimde derin bir hiçlik var."
İçimde çok büyük bir ağlamak var.
Bir ağacın altında oturarak;
hem kendime, hem bütün insanlara, hem börtü böceğe, kediye, köpeğe…
Bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum.
Belki de insanlar koskoca yaşamları boyunca yalnızca bir kez farklı olmaya katlanabiliyorlar, sonra da yavaş yavaş öteki insanların davranışlarına, düşüncelerine ve duygularına bürünerek, durup dinlenmeden kendini tekrarlayan uçsuz bucaksız bir benzerlikler denizinde kaybolup gidiyorlardı..
İnsan neden okur? Bir dizeye yahut bir cümleye tesadüf edersiniz, dersiniz ki 'işte bu tam da benim yaşadığım ama adını koyamadığım o duyguyu anlatıyor'. Yalnızlığınız bir anlığına uçar gider. Başka ruhlarla aranızda bir akrabalık bulursunuz.
Çoğalır ve iyileşirsiniz.
İstediğin kadar yaşa, nasıl olsa bir gün öleceksin; dilediğini sev, nasıl olsa bir gün ondan ayrılacaksın ve dilediğin şeyi yap, nasıl olsa bir gün bütün yaptıklarının hesabını vereceksin.