Kendimi asla bu nesil içinde göremiyorum. Aşkın, sevginin, dostluğun dahil bu kadar sahte olduğu bir dönemde büyüyor olmak çok acı... İnsanların bu sahte, kötü yanlarıyla tanıştıkça büyüyor olmaktan korkuyorum, en güzel zamanlarımın yanlış zamanda, yanlış insanlarla geçiyor olması korkutuyor beni, nesil korkutuyor...
Kimsenin anlamayacağını düşündüğü hisleri kendince anlamlandırmaya çalışan, büyük kalabalıkların içinde yapayalnız insanlarız... Bazı kelimeleri dilimiz söyleyemez, hissettiğimiz duyguları anlamlandırmak istediğimiz zaman kalemimize sarılışımız bundandır bence. Bir kalemle kendini bulmak, bir kağıt parçasından kendini dinlemek ne güzel...
Kehribar geçidi
Uzun uğraşlar sonucunda, kitabın kalın sayfalarına olan önyargımı bir kenara bırakıp 600 sayfalık, pek kıymetli bir kitabı bitirmiş olmanın gururuyla, yorgun gözlerle yazmaya başlıyorum değerlendirmemi.
Roma’nın korkunç çığlıkları, acımasız binaları, kanlı toprakları arasından kaçıp gerçeklerden uzak bir mağaraya sığınan
Geceleri yatmadan kurduğum onca hayalin yanı sıra şu sıralar kurduğum tek hayalin: "Enkazdan sağlam çıkan insanların hayallerinin, hedeflerinin enkazın altında kalmaması" olduğunu fark ettiğimden beri iyi değilim...