Ev sahibi Bay Shaitana evinde briç masası partisi organize eder. Bilemez ki bu oynadığı oyun onun son oyunu olacaktır. Ev sahibinin öldürülmesi briç masasını tam olarak cinayet masasına dönüştürür.
Partiye davetli olan dedektifimiz Hercule Poirot’un yanı sıra Müfettiş Battle, Albay Race ve Ariande Oliver bu cinayet masasında diğer dört kişinin içinden bu cinayeti kimin işlediğini çözmeye çalışacaktır.
Bu dört katil zanlısının da her birinin bu cinayeti işlemesinin yeterli bir sebebi olması kafaları karıştırsa da Hercule Poirot her zaman ki gibi farklı açıları değerlendirerek bizlerden bir adım önde olacaktır.
Üzerinde durmamız gereken soru tam olarak şudur;
‘’Briç masasında dört kişi oyun oynamaktadır. Beşinci kişi şöminenin önünde oturmaktadır. Bu dört kişiden acaba hangisi şömine karşısında oturan adamı öldürmüştür.’’
Bu dört araştırmacının yanı sıra beşinci araştırmacı siz olacaksınız. Notlarınızı iyi alın ve detaylara dikkat edin. Katili bulmak o kadar da kolay olmayacaktır. Briç masasındaki bu dört kumar tutkunun her biri çok iyi blöf yapan kişilerdir. Olayları araştırırken ve detayları incelerken gözden kaçıracağınız yerler olursa katili bulmak zora girecektir.
Beni ters köşe yapan kitapları her zaman sevmişimdir ve bu kitapta da aynı durumu yaşadım. Polisiye cinayet romanı okumayı sevenlerin listesinde yer alması gerektiğini düşündüğüm bir kitap…
Keyifli okumalar dilerim…
Rahmetli Kemal Sunal’ın rol aldığı Gulyabani teması olan Süt Kardeşler filmini yediden yetmişe herkes izlemiştir, halen de izlediğinde aynı tadı almaktadır. Kitabı okumaya başladığımda film ile bağlantısı var mı diye düşünürken okuduğumda benzer yanları olduğunu fark ettim.
Kitapta Muhsine Hanım’ın genç bir kız iken hizmetli olarak gönderildiği
Agatha Christie ‘nin bu cinayet romanında da soluksuz bir şekilde sona erdi. Simeon Lee karakteri tüm olayların baş mimarı, tabi bunun yanı sırada da kitabın tek maktulü…
Simeon Lee yaşlı, geçinilmesi zor, ukala, aile bireyleri tarafından sevilmeyen, sevenlerin ise içerisinde hep bir nefret izi bıraktığı bir karakter. Yaşlılığın verdiği elzemle birlikte bütün aileyi Noel gecesi aynı çatı altında toplamak istemesi kendisini sevimli ihtiyar yapsa da aile bireylerine ölmeden önceki yapmış olduğu davranış ihtiyarın geçmişinden gram ders çıkarmadığının göstergesi.
Kendi öz evlatlarının annesine benzemesinden dolayı rahatsızlık duyan Simeon Lee, hayalinde hovardalık zamanlarında dünyaya gelmiş olabilecek çocuklarının kendisi gibi olmasının hayallerini kurar.
Ailenin bir araya gelmesi demek bireyler arasında da sıkıntı çıkarır. Birbirini çekemeyen kardeşler, annesinin ölümünden babasını sorumlu tutanlar, politikaya girip baba parasının azalacağını düşünenler, aklı beş karış havada dünyayı gezip gününü gün edenler, annesinin hakkı olan mirasa ortak olmayan isteyenler.
Simeon Lee’nin tek sevdiğim yanı sözünü dobra olarak konuşmasıdır. Karşısındaki kırılırmış, darılırmış diye düşünmeden doğruları karşısındakinin yüzüne vurur.
Ve o akşam tüm aile bireyleri evde toplandığında Noel gecesinde cinayet işlenir ve Hercule Poirot devreye girer. Kitabın sonuna gelmeden katilin kim olabileceğini az çok tahmin ettim ve tahminlerim beni yanıltmadı.
Polisiye cinayet romanı okumayı sevenler için tavsiye edebileceğim bir kitap…
Keyifli okumalar dilerim…
Noel'de CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20183,999 okunma