“İlk defa içimin öldüğünü tam olarak o sırada farkına vardım. Bir nehirde akıntıya kapılmış dümensiz bir tekne gibiydim. İçimde bir şeylerin öldüğünü hissediyordum, bir ceset gibi buz gibiydim. Ancak bozulmanın o iğrenç kokusu henüz duyulmuyordu ama azalan yaşamın umutsuzluğu, bedeni ölüme ve sonuç olarak da çürümeye götüren bir duygusuzluk hakimdi.”
Sayfa 14