Fakat dediğimiz gibi İslâm, isteyenin inanç olarak benimseyip ibadet olarak uygulayacağı ve bunun ötesinde bağlılarının, harekete dönük ve fiilen yürürlükte olan, organik bir cahiliye toplumu içinde tek tek fertler halinde kalacağı, soyut bir "teori" hâlinde temsil edilemez. Çünkü onların bu tarz varlığı, sayıları ne kadar çok olursa olsun, İslam'a "fiili bir varlık kazandıramaz. Çünkü organik cahiliye cemiyeti ile kaynaşan "teorik yönden Muslüman" fertler, bu organik toplumun isteklerine uymaya her zaman kesinlikle mecbur kalacaklardır. Bilerek bilmeyerek isteyerek veya istemeyerek bu toplumun varlığı için gerekli olan ihtiyaçları karşılama yolunda, onun bütünlüğünü savunma yolunda, onun varlık ve bütünlüğünü tehdit eden etkenleri bertaraf etme yolunda hareket edeceklerdir. Çünkü organik varlık, isteseler de istemeseler de mensuplarına bu görevleri yaptırır.
Buna göre, "teorik yönden Müslüman" fertler, "teorik" olarak ortadan kaldırmaya uğraştıkları cahiliye toplumunu "fiilen" güçlendirmeye devam edeceklerdir. Onun yapısı içinde, ona varlık ve devamlılık sağlayan unsurlarla beslenmeye devam eden birer canlı hücre olacaklardır. İslâmî bir cemiyet kurabilmek için, bu cahiliye cemiyetini yıkma istikametinde ilerlemeleri gerekirken yetkilerini, uzmanlıklarını ve girişimlerini bu cemiyet yaşasın ve güçlensin diye kullanacaklardır.