".. Laurentum'un kapısından girdiğinizde güneşi arkanızda bırakır, koyu, mis kokulu bir gölgenin içine dalardınız. Şehir koca bir koruluktu, bir ormandı. Her ev meşe ağaçlarının, incir ağaçlarının, karaağaçların, ince uzun kavakların ve her yandan fışkıran defnelerin arasındaydı. Sokaklar gölgeli, yapraklı ve dardı. En geniş sokak, kralın yüz sedir kütüğü üzerinde yükselen büyük, heybetli evine giderdi. "