Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

rumeysa

"... Buna içimdeki şeytan diyordum; müdafasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve itimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun uydurması... İçimizde şeytan yok... İçimizde âciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
"...Zeki olmak, kuvvetli kafa ve bilgi sahibi olmak neye yarıyor? Bizi istediğimiz saadete götüremedikten sonra... Zekamız olmasa daha iyiydi. Otlar, hayvanlar, bulutlar ve kayalar gibi yaşamak bana daha saadet verici, daha yorgunluksuz, daha manalı geliyor... "
Sayfa 147Kitabı okudu
"... Eyvah! O beni kurtarıp temizleyecek derken galiba ben onu kendi ruhumun korkunç dünyasına çekeceğim..."
Sayfa 143Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"... Kendimiz iyi olamıyoruz ve başkalarının iyiliğini küçük görmek için onlara reklamcı, hayır dua avcısı, hatta riyakar diyoruz."
Sayfa 129Kitabı okudu
"... Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... "
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Böyle konuşmadan yürümenin de uzun sözler kadar birbirlerine ruhlarını açmaya yardım olduğu muhakkaktı.
"... Bizler, her gördüğümüz fenalığın ve rezaletin bir parçasını ruhumuzda ebediyen beraber taşımaya mahkum insanlar... "
Bundan sonra kafası, üzerinde düşünülecek şeyler bulmakta güçlük çekmeyecek; hisleri, koparılmadan kuruyan meyveler gibi, içinde buruşup kalmayacaktı.
"... Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız..."
"... Araya azıcık soğukluk girdi mi bu ilim dedikleri namert, adamı ürkütür... "
Reklam
"...Riyakârlık tesellide son haddini bulur. Bu anda çehrelerin aldığı yalancı teessür ifadesi, o biraz yukarı kalkıp birbirine yaklaşan kaşlar, o hafif hafif ve anlayışlı bir tavırla sallanan baş ve o derinden çıkarılmaya çalışılan matemli ses insanı deli eder..."
"... İşte, iki gözüm, ciltlerle kitabın, saatlerce tefekkürün yapamadığı işi iki kirli kağıt başarır. Sen ruhumuzun bu kadar ucuz bir bedel mukabilinde takla atmasını haysiyetine yediremediğin için belki daha asil sebepler peşinde koşarsın..."
"... Kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir cankurtaran simidi gibi sarılırsın. Çünkü nedense hepimizde, maddi olsun, manevi olsun, bütün dertlerimize bir isim takmak merakı vardır, bunu yapamazsak büsbütün çılgına döneriz..."
10/10
Bir rehin dükkanının kapısından girerken bile üstünü başını düzeltip aciz duruma düştüğünü göstermemeye çalışmak da bir ironidir. Bizler ironik hayatlar yaşıyoruz. Böyle bir gerçeğin altında ezilmiş bir adamın kendini zorlayarak gösterdiği sabırlı duruştur bu. Eğer ki bunu anlayamıyorsan sen ve ben sonsuza dek yabancı kalacağız demektir.
... Canını sıkan bir şeyler olduğunda ondan nasıl kaçınacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Bunun yerine o tatsızlığı pervasızca sonuna kadar götürmek zorunda hissetmek gibi acınacak bir huyu vardı.
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.