Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet

Mehmet
@mfk0192
İnsan yaşadıklarını görür , gördüklerini yaşamaz .
"Nasıl yaşarsam yaşayayım ama yaşadığımı söyleyebilmeliyim."
Sayfa 281 - Engin Yayıncılık
Reklam
Nasıl da güzel, görkemli ve kusursuzdu, ölüm! Bizi ölümün beklediğini bilmek ne tatlıydı. Ölüm hayatın insanı bulaştırdığı her tür yalan dolanı, küçüklük ve kirliliği yutup yıkayacak, ruhu yeniden tertemiz, taptaze kılacaktı. İnsana bir zenginlik duygusu veriyordu, ölümün beklediğini bilmek.
Sayfa 212 - Engin Yayıncılık
...her günü bir öncekine benzeyen hayatın göğünde yıldız açmaz.
Sayfa 212 - Engin Yayıncılık

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yinelerin yinelenmesi olan, makineleşmiş bir yaşamı sürdürmektense ölmek bin kez yeğ değil miydi? Ölmek görünmeze, bilinmeze doğru bir aşamaydı. Bir bakıma da mutluluktu. Hiçbir adilik, aşağılık yoktu ölümde. Oysa hiç zenginleşmeyen, makineleşmiş bir ömür sürmek bayağılığın ta kendisiydi. Demek ki yaşamak bir küçüklük, utanç verici bir şey olabiliyormuş. Ölümse hiçbir zaman utanç verici olamazdı. Çamur tutmayan bir temizliği vardı ölümün...
Sayfa 211 - Engin Yayıncılık
Ölüp kurtulmak istiyorum bazen. Şu yaşadığımız hayattan usanıyorum. Sonra... Uykuya benzer bir aşkla dalıp yeniden dünyaya gelmek istiyorum.
Sayfa 206 - Engin Yayıncılık
Reklam
Kadın da tıpkı at gibidir: içinde iki zıt istek birbiriyle çatışır. Bir yandan kayıtsız şartsız teslim olmayı isterken öbür yandan kaçmak, binicisini üstünden atıp parçalamak ister.
Sayfa 169 - Engin Yayıncılık
Hayvanların insanca duygulara sahip olduklarını sanmak öyle budalaca bir romantizm ki!
Sayfa 168 - Engin Yayıncılık
Bana sorarsanız biz insanlar kendimizden daha aşağı olan hayvanları kullanmaktan korkmamalıyız. Her yaratığı kendimizle bir tutmak doğru değil. Hayvanların da bizim gibi duyguları olduğuna inanmak da yanlış.
Sayfa 168 - Engin Yayıncılık
Bence sevgi denen şey yeni baştan tanımlanmalı, bu sözcüğün ağza alınması yasaklanmalı, yıllar yılı, daha iyi bir anlam bulununcaya kadar.
Sayfa 160 - Engin Yayıncılık
Sevgi dediğin şey, insanlar arasındaki ilişkilerin bir parçası, hepsi bu! İnsan ne diye hep sevgi içinde yüzmek zorundaymış, işte bunu anlamıyorum. Her dakika keder ya da kıvanç içinde yüzebilir miyiz?
Sayfa 159 - Engin Yayıncılık
Reklam
İnsanlık denen şeyden tiksiniyorum. Ortadan kalksın istiyorum. Yarın bütün insanlar silinip gitse dünya her şeyi yitirmiş olmaz. Gerçek olduğu gibi kalır. Hatta daha iyi olur. Gerçek hayat ağacı, üstündeki en çirkin, en çekilmez Ölüdeniz meyvelerinden, dayanılmaz yalanlar yükünden kurtulmuş olur.
Sayfa 157 - Engin Yayıncılık
Ne var ki insan zaten yaşayışının temelden bozuk olduğunu biliyorsa, asıl yüz kızartıcı şey budur. Bunun yanında hastalığın lafı olmaz. Çünkü insanın hasta olması adam gibi yaşayamamasının sonucudur gerçekte, yaşayamamasının. Adam gibi yaşamak konusundaki başarısızlığımızdır bizi hasta eden ve yüz kızartıcı olan.
Sayfa 154 - Engin Yayıncılık
Bilmek, öğrenmek benim için öyle büyük, öyle olağanüstü bir zevktir ki! Kesin bir bilgi edinmeyi her şeyden üstün tutmuşumdur, ömür boyu. Ama her şeyden üstün.
Sayfa 106 - Engin Yayıncılık
Bir kadın... dünyayı bir yana itip tek bir kadına bağlanmanın benim hayatımı doldurabileceğini sanmıyorum.
Sayfa 73 - Engin Yayıncılık
Hepimiz öyle iç karartıcı birer yalancıyız ki! Tek bildiğimiz şey kendi kendimize yalan söylemek. İdealimizde kusursuz bir dünya yaratmışız: Temiz, dürüst, yeterli. Sonra da kalkıp yeryüzünü pislikle sıvıyoruz, yaşamayı utanç verici bir ırgatlığa çeviriyoruz, pislik içinde koşuşan böcekler misali. Ne o? Kömür ocaklarındaki işçimiz para kazanıp salonuna bir piyano oturtabilsin diye, senin en son moda evinde bir erkek uşağınla bir otomobilin olabilsin diye ve de bir ulus olarak Ritz gibi, Empire gibi lüks otelleri ve pazar ekli gazeteleri ayakta tutabilelim diye. İnsanın içine karalar basıyor.
Sayfa 69 - Engin Yayıncılık
1.584 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.