Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyayı içselleştirme deneyimi
Artaud'da, her söylemsel dil, bedenin ve çığlığın şiddetinde çözülmeye çağrıldığında ve düşüncenin de bilincin geveze içselliğinden ayrılarak maddesel bir enerji, tenin acısı, öznenin kendisinin zulmü ve yırtılması haline geldiğinde...
..."kendimizin dışına geçmek" söz konusuysa, sonuçta haklı bir biçimde Varlık ve Söz olan bir düşüncenin göz alıcı içselliğinde kendimizi bulmak, buna sarılmak ve bir araya toplamak içindir. Demek ki her tür dilin ötesinde sessizlik, her tür varlığın ötesinde hiçlik olsa da söz konusu olan söylemdir.
Sayfa 16 - Michel FoucaultKitabı okudu
Reklam
...felsefe düşünümümüzün içselliğine ve bilgimizin olumluluğuna göre tek sözcükle "dışarının düşüncesi" adını verebileceğimiz şeyi oluşturur.
Dilin varlığı, kendisi için ancak öznenin ortadan kaybolmasında ortaya çıkar.
Sayfa 15 - Michel FoucaultKitabı okudu
Düşüncenin düşüncesi, felsefe bize düşüncenin bizi en derin içselliğe götürdüğünü öğrettiği için daha da geniş bir gelenektir. Sözün sözü, bizi edebiyat aracılığıyla, ama belki başka yollarla da konuşan öznenin yok olduğu bu dışarıya vardırır.
Sayfa 15 - Michel FoucaultKitabı okudu
Gerçekten de "düşünüyorum" Ben'in ve varoluşunun su götürmez kesinliğine götürür, oysa "konuşuyorum" bu varoluşu geriletir, dağıtır, siler ve yalnızca boş yerinin ortaya çıkmasına izin verir.
Sayfa 13 - Michel FoucaultKitabı okudu
Reklam
"...uzun yıllar hapis cezasına çarptırılmış emeklilik yaşındaki bir yükümlüyü anımsıyorum da serbest bırakılınca bir yıl boyunca çaba harcadıktan sonra artık tek başına otobüse binebildiği için gurur duyuyordu."
Sayfa 48
Hapishaneler ölümün alternatifi değildir, ölümü beraberinde getirir. Yasayı uygulamakla yükümlü olan, ama aslında onu askıya alan bu ceza infaz kurumunu baştan başa aynı kırmızı iplik dolaşır: Hapishane kapılarından bir kez geçildi mi artık keyfilik, tehditler, şantaj, dayak hüküm sürer.[...] Hapishaneler söz konusu olduğunda mesele "iyileştirme" değil ölüm kalım meselesidir.
Sayfa 44
`dipnottan.
"Hapishane bir toplumsal baskı aracıdır. Ciddi suçlular, büyük caniler bütün mahkûmların %5'ini bile temsil etmez, geri kalanlar ise çoğunlukla yoksul sınıflardan insanların işlediği orta ve küçük ölçekte suçlardır."
Sayfa 38
Cinsel doyumun küçük bir sara biçimine sahip olduğu düşüncesi Hippokrates'e atfedilir.
AyrıntıKitabı okudu
Reklam
Michel Foucault'nun gözlemlediği gibi, "Sodomi geçici bir sapkınlıktı; eşcinsel ise artık bir türdü."
Gemisiz uygarlıklarda düşler kurur, maceranın yerini casusluk, korsanların yerini de polis alır.
İktidar, mümkün eylemler üzerinde işleyen bir eylemler kümesidir: eyleyen öznelerin davranışlarının kaydolduğu imkan alanı üzerinde yer alır: kışkırtır, teşvik eder, baştan çıkarır, kolaylaştırır veya zorlaştırır, genişletir ya da sınırlar, aşağı yukarı muhtemel halr getirir, uç noktafada kısıtlar ya da mutlak olarak engeller.
Mangogul Prensliği :D
Hepimiz yıllardır Mangogul prensinin krallığında yaşıyoruz. Cinselliğe ilişkin müthiş bir merakın kıskacındayız. Cinselliği sorgulamakta inat ediyor, onu ve ondan söz edilmesi­ni dinlemeye doyamıyor, onun gizliliğini zorlayacak her türden tılsım­lı yüzüğü icat etmeye hazır görünüyoruz. Sanki esas olan, kendimizin bu küçücük parçasından yalnızca hazza değil, aynı zamanda bilgiye ve hazdan bilgiye geçen bir dizi oyuna ulaşmamızmış gibi.
Her cümleni şuraya alasım var Fuko
Hakikat kendini göğüslemek zorunda kaldığı en­gel ve direnmelerle tanımlar.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.