Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mihriban

Mihriban
@mihrimm
Sabitlenmiş gönderi
Bu işte bak, hepsi bu..
Kabirler, insanın benliğine sınırlarını gösteren biricik mekânlardır. Yalnız gitmeli oraya. Yalnızca gitmeli. İçten dışa dıştan içe yürümeli. Topu topu bu, demeli. Bu işte. Az çok, eksik fazla, ne yaşanırsa yaşansın, hepsi bu.
Sayfa 138 - Kapı Yayınları
Reklam
"Varolmanın değerli bir şey olduğunu hiç aklından çıkarma," diyorum, duraklıyorum, "virgül" diyorum ve ilave ediyorum. "Kimse, hiç kimse sana varolmayı bahşeden Yaratıcı kadar sevemeyecek. Kimse Onun sana verdiği gibi değer veremeyecek. Dünyanın en güzel kızı olsan da bu böyle olacak."
Sayfa 180 - Kapı Yayınları
"Senin parıltın soluk bir ay acımın çevresinde."
Sayfa 156 - Şu Ting

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanı ayakta tutan kelimeler vardır. Biri, O'nun Adil ismidir, biri O'nun Hakîm ismi. Biri de O'nun Hafiz ismi. İyi ki O'nun isimleri vardı.
Kabristandaki bahara elveda demeye hazırlanırken, "Son sözlerin nedir?" diye sordum ona. "Beni yeniden yeniye yaratan buradaki bedenleri de yeniden yaratacak," diye seslendi. "Bir gün dirileceksiniz yine. Hesabını tuttuğunuz saç telleriniz yeniden uzayacak. Yanaklarınız yeniden kızaracak. Bacaklarınız sizi oraya buraya taşıyacak güçte olacak. Gözleriniz gözlerinize değecek yine."
Sayfa 137 - Kapı Yayınları
Reklam
Sağ Yanımız Yere Gelecek
İlk dikkatimi çeken gölgelerdi. Yemyeşil ağaçların gölgesi düşmüştü mezarların üstüne. Mezarların gölgesi de ölümün hayattaki uzantısı gibiydi. Mermerlerin soğuk duruşları, mezar taşlarındaki yazılar hayatın kısa bir özetiydi. Çoğu mezar taşında doğum ve ölüm tarihleri yazılıydı. İki taş veya iki tarih arasında bir hayat. Öyleyse ne önemi var insanın? Kimiz biz?
Sayfa 136 - Kapı Yayınları
Baharı sadece aşk mevsimi olarak görmek ne aldatıcı. Altmış yıl öncesiyle şimdiki arasında pek de bir fark yokmuş. İnsan, insan işte. Beni pek kâle almıyorlar. Onlar için ununu eleyip eleğini asmış yaşlı bir adamım. Çok da dert etmiyorum. Eskiden olsa ederdim. Şimdi, Yaratıcı'nın kâle almasını dert ediyorum. O bana bir varoluş vermiş. Beni biliyor, görüyor, işitiyor. Hatta şimdi şöyle düşünüyorum. Şu an ben nasıl O'nun baharda tecelli eden rahmetinin tanıklığını yapıyorsam, O da benim tanıklığıma tanıklık ediyor.
Sayfa 131 - Kapı Yayınları
Bunun gibi, insana katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu kendisinden çekip alsak, hemen [önceki lütfumuzu] nankörce unutup umutsuzluğa düşer. Yine, başına gelen bir darlıktan, sıkıntıdan sonra bir bolluk, bir genişlik tattıracak olsak hemen “Musibetler yakamı bıraktı!” diyerek, kendinden bilir, kurumlu boş bir sevince kaptırır kendini. [İnsanların çoğu böyledir; pek tabii] güçlüklere göğüs geren, dürüst ve erdemli davranan kimseler bunun dışında; işte bu sonrakiler ki, onları günahlarından ötürü arınma, bağışlanma ve büyük bir mükafat beklemektedir. Hûd Sûresi/9-11.
Sayfa 449 - İşaret Yayınları
908 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.