"Uzun zamandır susuşum, kafamdaki bu dağınıklıktan. Şu dünyada, okuyarak, yaşayarak edindiklerimin tümünü, unutmuşum gibi bir duyguya kapılıyorum; geceyarıları uykusuz otururken."
Reaktif insanları duyguları, koşullar, olaylar ve çevreleri yönetir.
Proaktif insanları ise dikkatlice düşünülmüş, seçilmiş ve içselleştirilmiş olan değerler yönetir.
Her insanı severek dinlerim. Kaygım vardır. Ne düşünürler, yaşama nasıl bakarlar diye. Ama hangi ülkede olursa olsun ortaçağ düşüncelerinden sıyrılmış, bağımsız insana az rastlıyorum.
Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor.Ama yapışıp kalıyor ona, onsuz olamıyor. (Sustu,bir sigara yaktı.) Bakın, şimdi adımdan daha önemli bir şey biliyorsunuz: sigara içtiğimi.
Konuşmam yetmiyormuş gibi düşünmeye de başladım. En kötüsü buydu. Çoğu insanlar gibi düşünmeden konuşsaydım kimse bir şey demeyecekti; ama ben düşündüğümü söylemeye kalktım..
Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun işime giderken. Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı... Beni bekliyorsun ya da bir başkasını, bir başkasını...