Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ahh İSTANBUL
Sinan'ın İstanbul'un tepelerine yerleştirdiği camiler minareleriyle beraber kendine özgü bir kent imgesi yaratırlar.
‘’Tıpkı bir pergelin sabit ayağı gibi kararlı oldum; pergelin diğer ayağı gibi başka diyarları gezmeye özendim. Her yüksek eyvandan bir köşe her viran tekkeden bir kırıntı belleyip İstanbul’a döndüm.’’ Mimar Sinan
Reklam
"Şehre Mimar Sinan gibi bakıyor olsaydık, bunları yapmazdık. Şu camilerin etrafını boş tutardık mesela, civardaki ahşap yapıları muhafaza ederdik. Velhasıl sadece Sinan'ın eserleriyle bile göz zevkimizi koruyabilir, ruhumuzu dinlendirebilirdik." - İlber Ortaylı
Sayfa 9 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
mimar sinan
Kul Sistemi olmasaydı Mimar Sinan cami değil ömrü boyu kilise dikiyor olurdu.
Mimar Sinan’ın Mihrimah’a Olan Aşk Hikayesi
Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'a duyduğu büyük aşk, tarihte de çok sıkça anlatılan bir hikaye. Hatta Mimar Sinan’in yaptığı Üsküdar ve Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Külliyeleri’nde bu büyük aşkın izlerinin de olduğu iddia ediliyor. Topkapı Sarayı’nda 1522 yılında doğan Mihrimah’a, Farsça’da Güneş ile Ay anlamına gelen adını, babası
255 syf.
2/10 puan verdi
Gereksiz kurgular...
Çok güzel bir aşk kitabı olabilirdi. Lakin konusu evli olan Mimar Sinan'ın henüz bir çocuk olan Mihrimah Sultan'a olan aşkı olmasaydı... Osmanlıdaki yaşam şartları adına bir çok hata var. Ayrıca insanın Mimar Sinan'a olan saygısını yok ediyor. Büyük bir merak ve hayranlıkla başladım bu kitaba ama bittiğinde çok pişman oldum. Sürükleyici evet ama ben gerçek hayatta saygın insanların kurgu kitaplarından hoşlanmıyorum. Bizim geçmişteki en değerlilerimizi saptırarak kurgulamadaki amaç ne ben anlamıyorum!..
İki Cami Arasında Aşk
İki Cami Arasında AşkMürvet Sarıyıldız · Mola Kitap Yayınları · 20116,9bin okunma
Reklam
Maddenin esiri olan insan, hayatını bir asalak gibi geçirmeye devam ederken üretmenin erdemini, bilmenin tatminini ama en önemlisi de kendini asla tanıyamadan bu dünyadan göçüp gidecektir.
Tıpkı bir pergelin sabit ayağı gibi kararlı oldum; pergelin diğer ayağı gibi başka diyarları gezmeye özendim. Her yüksek eyvandan bir köşe her viran tekkeden bir kırıntı belleyip İstanbul'a döndüm.
Şüphesiz her tohumun can bulacağı, her sızının dineceği, her gecenin güne ereceği bir zaman vardır diye düşünerek çalışmaya devam eder.
Reklam
-Kaç yaşındasın?.. -1492 ... -İstanbul'u kim fethetti? -Babam ... -Senin baban kim ? -Mimar Sinan...
Önsöz yerine Niyet
Sözünü ettiğim Tanpınar derslerinin birinde Beş Şehir'i okuyan bir öğrencim bana aynen şöyle demişti: "Ne kadar da muhafazakar bir adam bu hocam.Sürekli Süleymaniye'den, Mimar Sinan'dan, Dede Efendi'den, Itri'den söz ediyor." İşte, tam o anda kafamda bir Şimşek çakmıştı. "İşte." dedim kendi kendime bizi Tanpınar okumaya tenezzül ettirmeyen, tenezzül etsek bile onu anlamamıza engel olan tam da bu.Biz hep Tanpınar'ın neden söz ettiğine odaklandık ama sözünü ettiği şeye hangi tavırla yaklaştığını hep göz ardı ettik.
Sayfa 12
Halkımız içinde bir zümre var ki, yalnız bilmediğini bilmemekle kalmaz, bunun yanı sıra her şeyi bilmek iddiasındadır. Hekim değildir. Lâkin hekimleri küçük ve aşağı görür, önüne gelene ilaç tavsiye eder. Evlenmesini asla bilmemiş, dışı ve içi çirkin bir karı almıştır. Böyle iken her gence evlilik usûlü öğretir. Birçok para sarf ederek yaptırdığı ev, ahıra benzer. Bununla beraber Mimar Sinan'ı bile beğenmez.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.