Canım nazenin, Nigar Hanım ile karşılaşma umudunu yazarak bitiriyor Nun Masalları’nı.. bilmem kaçıncı kez çevirdim bu kitabı. İçim buruk yine. Çünkü biliyorum kavuşmayı istemek nedir, kavuşmak nedir, güzelliğe tanık olmak nedir? Nar Ağacı ile geçirdiğim gecenin gündüzünde su ve ışıktan yaratılmış olduğuna tanık oldum
Nazan Bekiroğlu nun, tam da ufuk çizgisinin üzerinde iken ikimiz. Şimdi daha iyi anlıyorum odana ayak bastığımda gösterdiğin özenin neden öyle güzel olduğunu. Bir tek sana anlatabilirdim ve dahası bir tek sen anlayabilirdin. Ve sen lütfettin. Nigar Hanım’dan dilediğin gibi.. iyi ki lütfettin.
Benim ışığım, ne kadar güzelsin.
Gönlünüzü kaptırdığınız dava için adam öldürmekten çekinmiyorsunuz. Benim gözümdeyse adam öldüren her dava cazibesini yitiriyor. Çirkinleşiyor, bozulup alçalıyor. Ölümle ittifak yapan hiçbir dava haklı olamaz.
Istıraptan belin büküldüğünde, dünyanın üzerine ebedi bir gece çöksünistediğinde, yağmurun ardından ışıldayan yeşilliği düşün, düşün bir çocuğun uykudan uyanışını.