Emile Zola, bu kitabında değişik sosyal statülerdeki beş kişinin nasıl öldüğünü sade bir şekilde anlatır. Aristokrat, burjuva, esnaf, köylü ve işçi... Her ne olursa olsun herkes toprağa girdiğinde eşitlenecektir.
Bu kitapta Batı insanının ölümü nasıl karşıladığı ve aynı zamanda toplumun bu ölümlere verdiği tepkisi anlatılmış. Ölen ölüyor, kalanlar için hayat devam ediyor. Bu, kabul edilebilir fakat ölümden bir ders çıkarma veya ölüm üzerine düşünme Batı insanının çok uzak olduğu bir konu. Kimi yaşlı kocasından kurtulduğu için seviniyor, kimi kalan miras için planlar yapıyor, kimi işlerinin meşguliyetinden kurtulamıyor, kimi sefaletin verdiği duygu ile üzülemiyor... En büyük ibret olan ölüm, Batı insanında -statüsü ne olursa olsun- sadece kısa süreli bir duygu karmaşası yaratıyor sadece.
Dünyada insanı terbiye edebilecek, bütün hırslardan, arzulardan vb. kötü hasletlerden arındıracak en büyük ve en hakiki olgu ölümdür. Peygamber Efendimiz'in "Ölmeden önce ölünüz." hadis-i şerifi ölüme nasıl yaklaşmamız gerektiğini en güzel ve en kısa şekilde anlatır.