"Seni en iyi Allah bilir. Gerisi ya yanlış ya eksik bilir.
Seni mutsuz edenler yüzünden umutsuz olma, mutlu olacağın zaman da gelir.
Seni mutsuz edenleri görüp herkesi öyle sanma, seni mutlu edecek olan da gelir.
Bugün çok derdim var deme, o derdi sana veren Allah'ın, dermanı verdiği gün de gelir.
Sen Rabb'ine dua et.
Dua etsem ne olacak deme, duanın kabul olduğu gün de gelir.
Sen dene ne zaman dara düşersen, ne zaman bir adım atamayacak kadar yorulursan,
o an bu söylemi anımsa, sana iyi hissettirir.
Sen gönlünü ferah tut, gerisi halledilir."
“Öyle bir şey göstereceğim ki sana,
ne seni durmadan izleyen sabahki gölgendir,
ne de kalkıp seni karşılayan akşamki gölgen;
sana korkuyu göstereceğim bir avuç tozda.”
Müthiş ötesi bir roman... Gerçekten sıkılmadan bitirdim. Din yoksa bilim? Günümüzde gerçektende teknolojiden asılı haldeyiz. Yapay zekaların yaratılmasına ben karşıyım açıkçası. O gelişmek, yahut müasirlik, bilim filan değil, düpedüz kendi cellatlarımızı yaratıyoruz. Onlar çok tehlikeli. Ben dinden yanayım... Zaten romanın sonunda kendi celladı tarafından öldürüldüğünü bildiğim an dehşete düştüm. Bunu kendimize yapmayalım...