15 yıl önce ilk kez okumuş, sonrasında bir şekilde kitabı kaybetmiş, hatta adını bile unutmuştum. Yıllardır kitabın adı aklıma gelmiyordu, fakat kitaptan aldığım keyfi ve Missing hastanesinin adını hiç unutmamıştım. Bunca yıl süresince ara ara aklıma gelip Missing hastanesi yazıp aratarak araştırmama rağmen kitabı bir türlü bulamamıştım. Birkaç hafta önce, hayatımda ilk defa rüyamda bir kitabın kapağını açıp okuduğumu gördüm: Gözyaşı Kapısı...Uyanır uyanmaz kitabı sipariş ettim. Yeniden okumam için gelen işaret, beni on küsür yıl sonra bu harika esere yeniden kavuşturdu, çok şükür..
Bir solukta okudum. Hayli ufuk açıcı bir söyleşi. Bir kez daha Celal Bey'in şahsına münhasır bilim aşkı ve öğrenme tutkusuna tanık oluyorsunuz. Hakikati anlayabilmek için bazı hususlarda gözlerimizin önündeki perdeleri kaldırmaya, tarafsız bakabilmeye öncelikle niyet etmeliyiz. Etme cesaretini gösterenler için ümit verici, yol gösterici.
"İçlerinde geçmişte kalan her şeyin sükûnetini barındırdıkları için seviyordu Latince cümleleri. İnsanı bu konuda yorum yapmaya zorlamadıkları için...Ölü diller diyen insanların hiçbir fikri, gerçekten hiçbir fikri yoktu".
Trajedinin içinde aşkın en güzel halini görüyoruz. Sosyokültürel normların koyduğu engellere, devrin kaotik atmosferine inat ayakta kalmaya çalışan pür sevda. Hatırda kalıcı.