"git kurtar kendini dostum! kurtar canını tüm bağların zulmünden! ve bırak evleri, onları yapanlara mezar olsunlar! git! seninkinden başka toprak bul! kendi ülkenden başka ülkeler! ama asla kendi canından başka can bulamazsın! düşün! tanrının toprakları sonsuz genişlikteyken, seni alçaltan bir ülkede yaşamanın ne kadar anlamsız, ne kadar şaşırtıcı olduğunu!"
tanrılar arasında insan yalnızlığı mı
insanlar arasında insan yanlnızlığı mı?
korkusu küçük düşürüyor hayatımızı.
ne diyordu ince şeylerin annesi
"ötekini oku, derinde dipte duranı."
kilisenin bahçesinde mumdan bir harita
bütün göç yollarının iki ucuna tutunmuş
"geride kalmanın cezasıyım -diyor-"
biliyor musun, hoyratlık değil de
incelik yakıyor canımı..."
bu kalabalıkta bu tenhalık
sevgilim, bütün sözlerimi
mazlumların rüyasından seçtim ben.
budur, düşünmeden bildiğim
budur, ayaklarına serdiğim has bahçe...