Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bluesky

Bluesky
@mrtgr
Hide your patches my heart... Yüreğini kolla ölmeden çürüyorsun... Ruhum.. Mısara çekiyorum. Haberin olsun... Fuck small talk,let me see your soul... #40340140
Bluesky yorumladı.
101 Best Books (En İyi 101 Kitap)
Bir kitabın beğenilmesinde kişisel zevkler, hayat görüşü vs. ve daha bir sürü şey bu alanı tehdit ediyor. Tehdit dedim çünkü; fikir alış-verişinde (aslında bunu başka türlü yazacaktım vazgeçtim) bulunanlar genelde çoğu zaman anlaşmazlığa düşerler. İnsan aslında daha ilk başta anlaşamayan bir varlık olmuştur. Kabil'in Habil'i öldürmesi
Bluesky okurunun profil resmi
Aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlik
Reklam
“taş avlun solar düşmüşü kaldırmazsan, ekmek çürür/ çalışmazsan. dirilsin çelik hıncınla ve haram olsun uy-/ kular mazluma musallat olanlara.” C.h.zariç
Belkide sen yanıldın... belkide sadece iyi kalpli bir yeteneksizdim ben... ebedi bir hayat kaçkını...
Bluesky okurunun profil resmi
BİR GÜN MUTLAKA SANA DÖNERİM... Belki de sen yanıldın... Belki de sadece iyi kalpli bir yeteneksizdim ben... Ebedi bir hayat kaçkını... Varlığımı herkesin bilmesini isterken,aynı anda kendimi ele vermemek için hayattan kaçıyordum. Daha önce kimselerin denemediği şeyleri yapmak,benzersiz biri olmayı isterken,dokunduğum her şey gerçekliğini yitiriyor,çevrem hızla ıssızlaşıyordu... Benzersiz biri olmayı isterken,varlığımın unutuluşunu seyretmek tuhaf,karşılıksız bir acı veriyordu bana...Beni bir gün unutacağından korkuyor,bunun bedelini de sana kendimi saklayarak ödetiyordum. İyi kalplilikle saklayarak... Bilirsin, dünyanın en kolay,ama en riskli rolüdür iyi kalpliliği oynamak... Sevgini yitirmemek için yaptığım tek şey aynada kendimi telaşla seyretmek ve iyi kalpliliği oynamaktı... Sevgine çok kıymetli bir hatıra gibi, sadece içinde kendimi seyrettiğim durgun bir göl gibi sahip olmuştum... Durmaksızın fotoğrafını çekiyordum. Arkanda hayat can çekişiyordu... Bakışlarından kurutulmuş kelebek koleksiyonu yapıyordum. En büyük arzum seni hayatın içinde yaşayabilmekti. Ama en büyük korkum da buydu. Sanki seninle hayatın içinde yaşarsam, ruhum dağılacak,her bir yanım birbirinden çok uzak yerlere savrulacaktı... Aşk bana cesaretiyle gelmemişti işte... Oysa sen ölümünle bile barışmıştın çoktan...İstediğin an tanıdık,tanımadık herkesin insafına terk edebiliyordun kendini... En çok arzuladığım şeye sen kavuşmuştun. Kaybedecek hiçbir şeyin yoktu artık. Sen istemezsen kimse sana bir şey yapamazdı. Bazen bırakırdın,korumazdın kendini. Gözlerinden kan sızan bir tebessümle yanağına inen tokat ı atan insanın gözlerine bakardın. Maruz bırakırdın kendini o bencil şiddete...O tokat gündüz düşleri gören birinin avuçlarında zarfsız kuşlar olana dek,maruz bırakırdın kendini... Bense yıllar sonra bulmuştum sevgiyi. Öylesine açtım ki sevilmeye,öylesine açtım ki kendime,sonsuzluğu unutmuştum...Aynada hep kendime bakıyor ve sevgini yitirmekten delice korkuyordum... Sevgini yaşayamıyor,sevgini derinden hissedemiyor,bütün telaşımla sevgine layık olmaya çalışıyordum...Sevgine layık olmak için de durup dinlenmeden kitaplar yazmayı tasarlıyordum. Sevgine layık olmak için önemli,tanınan biri olmalı,oyunlar sahnelemeli,şarkılar bestelemeliydim. Hatta dünyanın en romanesk devrimini gerçekleştirmeliydim bu ülkede... Ben sevgine tamamen sahip olabilmek için ön odada dünyanın en romanesk devrimini yapmayı,insanların duygu ve düşünce hayatlarını alt üst edecek kitaplar yazmayı düşlerken,sen arka odada tek başına güvercinlerle,kedilerle,bahçede yakılan ateşlerin duvarlardaki yansımalarıyla konuşurdun. Sanki zaman senin için çok farklıydı...Geçmişini kaybetmediğin için bir bakışta,o bakışta saklı olan bütün bir hayatı okuyabiliyordun sanki...İnsanlar sana emanet ettikleri geçmiş zamanlarını bir daha sormadıkları zaman yaşadığın keder,ona en çok ihtiyaç duyulanlara şefkat olarak geri dönerdi...Sen birine sarıldığında zaman dururdu... Bense tarihe iz bırakmak,unutulmamak,hep hatırlanmak için bakardım insanların bakışlarına ve o bakışlarda yine kendimi görürdüm...Dünya benim gergin,telaşlı,hep geç kalmışlığımı yüzüme vuran aynamdı...Ve benden kendimi yaşarken ona kurban etmemi isterdi...O aynada erdemimle bayağılıklarım arasındaki derin uçurumu görürdüm hep... Ne yapacağımı hep baştan bilirdim. Ne söyleyeceğimi,nasıl davranacağımı,ne hissedeceğimi...Hiç şaşırtamazdım kendimi. Kendime rakiptim;ama hep yenerdim kendimi. Kendimi hep hayal kırıklığına uğratırdım... İnsanların duygu ve düşünce dünyalarını sarsacak bir kitap yazmaya çabalarken merak ettiğim en önemli şey senin dünyaya,hayata,insanlara nasıl baktığındı...Beni nasıl gördüğün,nasıl sevdiğindi...Nasıl insanların insafına kendini bu kadar korkusuzca terk ettiğindi... Kuşlarla,kedilerle,yapraklarla,çocuklarla konuşurken neler hissettiğindi... Kimi kez seni hissedebilmek için bugüne dek kazandığım bütün gücümü,imkanlarımı,ilişkilerimi bir anda silmek,hayata sıfırdan ve yeniden başlamak istiyordum. Kaybedecek hiçbir şeyim yokken nasıl biri olacağımı merak ediyordum. Kendimi her şeye maruz bırakmayı,yanağıma inen tokat a gözlerimden kan gibi sızan bir tebessümle bakmayı ve tokattan zarfsız kuşlar yapmayı çok istiyordum... Oysa kendimi bu kadar çok önemsersem,bu denli çok ciddiye alırsam seni ve kendimi hiçbir zaman gerçek anlamda göremeyeceğimi artık anlamam gerekiyor... Anlamam gerekiyor,çünkü bu sıcak yaz günlerinde içim üşüyor. Çünkü çoktan anlamam gerekiyor,kendime hesap vermemek için tarihe iz bırakmak istediğimi... Hep arzuladığım halde bana verilen sevgiden korkup kaçtığım için,hiç unutulmamak adına kitaplar,oyunlar,şarkılar yazmak için çırpınıp durduğumu... Kendime olan sorumluluktan kaçtığım için bu ülkede dünyanın en romanesk devrimini gerçekleştirme düşleriyle uğraştığımı anlamam gerekiyordu. Yarın bir adaya gidiyorum. Çevremde kimsenin bilmediği bir adaya...Sığınacak,korkularımı yatıştıracak,beni hiç sorgulamadan bağışlayacak kimselerin olmadığı bir adaya...Adanın arkasında,o sadece başı boş rüzgarların yaşadığı dağlarla çevrili ıssız kumsalda adımı haykıracağım...Orada ne insanların duygu ve düşüncelerini alt üst edecek kitaplar,ne oyunlar,ne şarkılar,ne de dünyanın en romanesk devrimi olacak... Orada sonsuzluğa bakıp ve kimseden yardım istemeden "kimim ben?" diye soracağım... Eğer ben sadece iyi kalpliliği oynayan ebedi bir hayat kaçkınıysam,içim ölmüşse ve eğer buna gerçekten inanırsam beni bir daha hiç göremeyeceksin... Eğer senin düşündüğün gibiyse,şunu iyi bil ki," bir gün mutlaka sana geri dönerim!..." Cezmi Ersöz

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bluesky yorumladı.
Ahmet Kaya dedim. SÖYLE dedi. Çok seviyodu beni dedim. SEVEMEZ dedi. İçimi paramparça oldu dedim. KUM GİBİ dedi. Bırakmaz diye düşünmüştüm dedim. NERDEN BİLECEKSİN dedi.
Bluesky okurunun profil resmi
İşte bunun için hep güncel kalıyor şarkıları...
Bluesky yorumladı.
Yabancı sakin müzik önerisi olan varsa alırım bi dal
17 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.