hayat nedir, yaşam nedir? durmak nedir? aşk nedir ya da... ben seni seviyorum... neden seviyorum? sevgi nedir? nerede başladı ve ne zaman bitecek? bitecek mi, her şey günün birinde sona erecek mi? bitecekmiş gibi geliyor. her şey günün birinde bitecekmiş gibi geliyor. iyi olan her şey değil... kötü olan her şey değil... sadece her şey...
...
Tüm bilgeliğimiz kölece önyargılara bağlılıktan ibaret; tüm alışkılarımız yalnızca bağımlılık, sıkıntı ve baskı. Uygar insan kölelik içinde doğar, yaşar ve ölür. Doğuşunda bir kundak içinde dirilir; öldüğünde bir tabutun içinde çivilenir; insan şeklini koruduğu sürece, kurumlarımız tarafından zincirlenir.
Ben artık insanları Müslümanlar ve Gayrimüslimler olarak ayırmak istiyorum.İslamcı, Abdülhamitci, Ataturkçü, demokrat,ulusalcı, sağcı solcu uzar gider.Kardesim sen söyle Müslüman mısın değil misin?
Evet, bu kâinatta hayır şer, lezzet elem, ziya zulmet, hararet bürudet, güzellik çirkinlik, hidayet dalalet birbirine karşı gelmesi ve içine girmesi, pek büyük bir hikmet içindir. Çünkü şer olmazsa hayır bilinmez. Elem olmazsa lezzet anlaşılmaz. Zulmetsiz ziya, ehemmiyeti olmaz. Soğukla, hararetin dereceleri tahakkuk eder. Çirkinlik ile, hüsnün tek bir hakikati bin hakikat ve binler çeşit hüsün mertebeleri vücud bulur. Cehennemsiz cennetin pek çok lezzetleri gizli kalır. Bunlara kıyasen her şey bir cihette zıddıyla bilinebilir.
Ey Kör! Aç gözünü de düşlerden uyan.
Simurg’u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör.
Kaf dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri,kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret.
Bırak dünyanın haritasını yapmayı!
Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam dünyanın kendisini hiç görebilir mi?