Sevmek ne güzel şey ve ne büyük felaket..
Guevara'nın sırt çantasında, Neruda 'nın kahkahası Ve ezbere okuduğum bizim şairlerimiz geliyor aklıma Felaket yakışırmış meğer onlara da ölmek Çınar dediğin de gün gelir devrilirmiş usulca
Reklam
Koyu karanlık sulara karışıp gitsin korku Bana çocuklar betimle, sokaklarda büsbütün gülen Kitapların yakılmadığı bir ülke adı söyle lütfen Yıllar var ki böyle öfkelere dalmışlığım yoktu
Müebbet Türküsü
önce kol sonra sürgü sonra anahtar açılır kapı itilirim sırtımdan ben ebedi kiracı kesilmiş hükmüm önce sürgü sonra kol sonra anahtar kapanır kapı bir ömür boyu diri diri içmek için gövdemi dolanır bacaklarıma balçık gibi ağır bir karanlık çırpınsam küçücük pencerede çifte çapraz parmaklık üstünde yüzüme örtülür binlerce kare demirörgü her karesinde oyulmuş bir göz gibi kanar gökyüzü batan güneşim kapının önünde kıpkızıl asılırım biran ranzam tavana ranzam yere ranzam göğsüme çakılı kımıldasam göğsüm boydan boya yırtılacak sanki duvarlarını üstüme yıkacak hücrem adım atsam adım atsam apansız kurşun değdi kanadına kuşun tutun beni önüm berbat uçurum bu kimin sesi bırak torbanı atlas'a ödüldür gökkubbeyi taşımak düş kırıklığına salan salsın gözlerini bırak ranzanda yatak yatakta düşlerin dağınık kalsın yürü delikanlım beton altında toprak uyansın duvarı duvara vur ateş gibi bir ıslık tuttur yürü a benim deli gönlüm yürü kesilmiş hükmün
Müebbet Türküsü
Düşlerim seni almaz, düşlerime müebbetim sığmaz Bir dal fesleğen taksan da saçlarına yorulursun Güneşi yatırsalar koynuma ısınamam Bir yerine vardım ki gecenin sen yoksun..
Sayfa 34 - İmge Kitabevi YayınlarıKitabı okudu
"düşler ki, yazdan kışa uçsuz bucaksız düşler ki, yaşanan yıllara aykırı..."
Reklam
1.000 öğeden 871 ile 880 arasındakiler gösteriliyor.